Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
keen-edged {'ki:n,edʒd}
  • [A] keskin

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
deckle-edged Dinle! {'dekəl,edʒd}
  • [A] kenarları tırtıklı, kenarları kesilmemiş
double edged {,dʌbəl'edʒd}
  • [A] çift taraflı, iki kenarı da kesen
play with edged tools
  • [ID] ateşle oynamak
edged Dinle! {edʒd}
  • [A] keskin, sivri, kenarlı, uçlu
edged tool
  • [N] keskin alet
gilt-edged Dinle! {'gılt,edʒd}
  • [A] kenarı yaldızlı, güvenilir, sağlam
gilt-edged securities
  • [N] güvenilir tahviller
keen Dinle! {ki:n}
  • [A] keskin, sert, şiddetli, güçlü, büyük, istekli, hevesli, düşkün, meraklı, uygun, ucuz, zeki, ince, şahane, harika
  • [N] matem türküsü
  • [V] ağıt yakmak, ölenin ardından ağlamak
as keen as mustard
  • [ID] gayretli, çok hevesli, aşırı düşkün
be keen on
  • [V] düşkün olmak, meraklısı olmak
keen edge
  • [N] keskin yüz, ağız
keen on
  • [A] meraklı, düşkün
keen-set {'ki:nset}
  • [A] iştahlı
keen-witted {,ki:n'wıtıd}
  • [A] zeki, keskin zekâlı
keen-edged knife
  • [N] bıçak: keskin bıçak
knife-edged {'naıf,edʒd}
  • [A] bıçak ağzı gibi
sharp-edged {'ʃɑ:rp,edʒd}
  • [A] keskin, keskin kenarlı
two-edged sword
  • [N] kılıç: Acem kılıcı, kılıç: iki ucu keskin kılıç
two-edged {'tu:,edʒd}
  • [A] iki ucu keskin, iki anlamlı
be keen on İng., k. dili -e çok hevesli olmak, -e meraklı olmak, -e düşkün olmak: be keen on acting aktörlüğe hevesli olmak.