İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
keen |
{ki:n}
- [A] keskin, sert, şiddetli, güçlü, büyük, istekli, hevesli, düşkün, meraklı, uygun, ucuz, zeki, ince, şahane, harika
- [N] matem türküsü
- [V] ağıt yakmak, ölenin ardından ağlamak
|
|
keen |
s. keskin, sivri; acı; sert, şiddetli, keskin; kuvvetli, canlı, yoğun; gözü açık,zeki, akıllı;{ A.B.D.},{ argo} şahane. keen on çok hevesli, meraklı, düşkün. keen on acting aktörlüğe hevesli. keenly
z. şiddetle; şevk ile. keenness
i. keskinlik; düşkünlük; akıllılık. |
|
keen |
i.
f. ölü peşinden feryat, ağıt; f ölü peşinden ağlayıp feryat etmek. keener
i. ağıtçı. |
|
keen |
s. 1. keskin, sivri. 2. acı. 3. sert, şiddetli, keskin. 4. kuvvetli, yoğun. 5. keskin {göz/zekâ}. 6. gözü açık, zeki. 7. İng., k. dili çok hevesli. 8. kıyasıya {rekabet}. 9. doymak bilmez {iştah}. |
|
keen |
keen
kin
Sıfat
* keskin, sivri.
* acı.
* sert, şiddetli, keskin.
* kuvvetli, yoğun.
* gözü açık, zeki.
* doymak bilmez {iştah}. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
as keen as mustard |
- [ID] gayretli, çok hevesli, aşırı düşkün
|
|
be keen on |
- [V] düşkün olmak, meraklısı olmak
|
|
keen edge |
|
|
keen-edged |
{'ki:n,edʒd}
|
|
keen on |
|
|
keen-set |
{'ki:nset}
|
|
keen-witted |
{,ki:n'wıtıd}
|
|
keen-edged knife |
|
|
be keen on |
İng., k. dili -e çok hevesli olmak, -e meraklı olmak, -e düşkün olmak: be keen on acting aktörlüğe hevesli olmak. |
|
keen on |
1. xyz meraklı. |
|
keen on |
Konuşma Dili
* -e çok hevesli, -e meraklı, -e düşkün. |
|
keen on acting |
* aktörlüğe hevesli. |
|
keen sighted |
gözü keskin |
|
as keen as mustard |
gayretli, çok hevesli, aşırı düşkün |
|
be keen on |
düşkün olmak, meraklısı olmak |
|
keen edge |
keskin yüz, ağız |
i. |
keen edged |
keskin |
s. |
keen edged knife |
keskin bıçak |
i. |
keen on |
meraklı, düşkün |
|
keen set |
iştahlı |
s. |
|
|