Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
soft-spoken Dinle! {,sɔ:ft'spəʋkən}
  • [A] yumuşak sesli, tatlı dilli, iki yüzlü
soft-spoken s. yumuşak sesli {kimse}.
soft-spoken s. tatlı dilli.
soft-spoken soft-spo.ken sôft'spo'kın Sıfat * yumuşak sesli {kimse}.
soft-spoken tatlı dilli.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
civil-spoken {,sıvəl'spəʋkən}
  • [A] nazik, terbiyeli
soft-shell crab
  • [N] yengeç: kabuksuz yengeç
soft-boiled egg
  • [N] yumurta: rafadan yumurta
spoken English
  • [N] İngilizce: konuşma İngilizcesi
foul-spoken
  • [A] ağzı bozuk, küfürbaz
free-spoken Dinle! {,fri:'spəʋkən}
  • [A] açık sözlü, sözünü esirgemeyen
soft furnishings
  • [N] döşemelik kumaş
soft leather
  • [N] deri: yumuşak deri
A soft perm, please.
  • [PHR] perma: Yumuşak perma, lütfen.
plain spoken {,pleın'spəʋkən}
  • [A] dobra dobra konuşan
pleasant-spoken
  • [A] tatlı dilli
soft roe
  • [N] balık menisi
short-spoken Dinle! {,ʃɔ:rt'spəʋkən}
  • [A] kaba, sert, nezaketsiz
smooth spoken {'smu:ð,spəʋkən}
  • [A] tatlı dilli
soft Dinle! {sɔ:ft}
  • [A] yumuşak, cıvık, tatlı, ılıman, hafif, pes, belli belirsiz, yumuşak başlı, uysal, müşfik, sevgi dolu, sıvı, sulu, alkolsüz, kafasız, mankafa
  • [ADV] yavaşça, yumuşakça
  • [N] kafasız, mankafa, ahmak, budala
become soft and sticky
  • [V] cıvımak
soft-boiled Dinle! {,sɔ:ft'bɔıld}
  • [A] rafadan, az kaynamış, yumuşak
soft-centred
  • [A] ortası kremalı, içi kremalı
soft drink {'sɔ:ftdrıŋk}
  • [N] meşrubat, alkolsüz içki
soft goods
  • [N] tekstil malları, dokuma, mensucat

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
Soft Brleş Soft Synth