Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
soft-centred
  • [A] ortası kremalı, içi kremalı

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
soft-shell crab
  • [N] yengeç: kabuksuz yengeç
soft-boiled egg
  • [N] yumurta: rafadan yumurta
soft furnishings
  • [N] döşemelik kumaş
soft leather
  • [N] deri: yumuşak deri
A soft perm, please.
  • [PHR] perma: Yumuşak perma, lütfen.
soft roe
  • [N] balık menisi
self-centred {,self'sentərd}
  • [A] kendini düşünen, bencil
soft Dinle! {sɔ:ft}
  • [A] yumuşak, cıvık, tatlı, ılıman, hafif, pes, belli belirsiz, yumuşak başlı, uysal, müşfik, sevgi dolu, sıvı, sulu, alkolsüz, kafasız, mankafa
  • [ADV] yavaşça, yumuşakça
  • [N] kafasız, mankafa, ahmak, budala
become soft and sticky
  • [V] cıvımak
soft-boiled Dinle! {,sɔ:ft'bɔıld}
  • [A] rafadan, az kaynamış, yumuşak
soft drink {'sɔ:ftdrıŋk}
  • [N] meşrubat, alkolsüz içki
soft goods
  • [N] tekstil malları, dokuma, mensucat
soft hail
  • [N] sulu kar, sulusepken
soft in the head
  • [A] kafasız, mankafa, beyni sulanmış
soft-land Dinle!
  • [V] yumuşak iniş yapmak
soft pedal
  • [N] ses yumuşatma pedalı, piyano pedalı
soft-pedal Dinle! {'sɔ:ft,pedəl}
  • [V] pedal ile çalmak, hafifletmek, yumuşatmak, hafife almak
soft science
  • [N] sosyal bilim
soft soap
  • [N] sabun: Arap sabunu, pohpohlama, yağcılık yapma
soft-solder
  • [V] yumuşak lehimle tutturmak

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
Soft Brleş Soft Synth