Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
soft Dinle! {sɔ:ft}
  • [A] yumuşak, cıvık, tatlı, ılıman, hafif, pes, belli belirsiz, yumuşak başlı, uysal, müşfik, sevgi dolu, sıvı, sulu, alkolsüz, kafasız, mankafa
  • [ADV] yavaşça, yumuşakça
  • [N] kafasız, mankafa, ahmak, budala
soft s.

i.

z. yumuşak; mülâyim, tatlı, nazik, uysal, latif; sakin, asude; yufka yürekli; zayıf, ince, narin, dayanıksız; hafif; ask. korumasız; kim. bakterilerle ayrışabilen; İng., leh. nemli, ılık {hava};

i. yumuşak şey; yumuşaklık; k.dili. ahmak kimse;

z. yavaşça. soft art süreksiz sanat. soft coal adi madenkömürü. soft drink alkolsüz içki, içecek. soft drug alışkanlık kazandırmayan ilâç. soft goods dokuma, mensucat. soft landing yumuşak iniş. soft palate anat. yumuşak damak. soft pedal piyanonun sesini yumuşatmak için kullanılan pedal. soft sell A.B.D., k.dili. baskı yapmadan ikna etme. soft soap arapsabunu, yumuşak sabun; k.dili. yağcılık, dalkavukluk. soft water tatlı su, içinde maden tuzu bulunmayan su. softish

s. yumuşakça. softly

z. yavaş yavaş; tatlılıkla. softness

i. yumuşaklık. softy

i. aşırı duygusal kimse; hanım evlâdı.
soft s.
1. yumuşak.
2. alçak {ses}.
3. ılık, yumuşak {hava}.
4. fazla parlak olmayan {ışık}.
5. hafif {rüzgâr/yağmur}.
6. yumuşak, tatlı, hoş, gönül okşayıcı {söz}.
7. k. dili kolay.
8. hamlamış, hamlaşmış, ham {vücut}; formunda olmayan, formunu korumamış {sporcu}.
9. hatları net görünmeyen.
10. saf, kolayca aldatılan.
soft soft sôft Sıfat * yumuşak. * alçak {ses}. * ılık, yumuşak {hava}. * fazla parlak olmayan {ışık}. * hafif {rüzgâr, yağmur}. * yumuşak, tatlı, hoş, gönül okşayıcı {söz}. Konuşma Dili * kolay. * hamlamış, hamlaşmış, ham {vücut}; formunda olmayan, formunu korumamış {sporcu}. * hatları net görünmeyen. * saf, kolayca aldatılan.
soft yumuşak; mülâyim, tatlı, nazik, uysal, latif; saki

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
soft-shell crab
  • [N] yengeç: kabuksuz yengeç
soft-boiled egg
  • [N] yumurta: rafadan yumurta
soft furnishings
  • [N] döşemelik kumaş
soft leather
  • [N] deri: yumuşak deri
A soft perm, please.
  • [PHR] perma: Yumuşak perma, lütfen.
soft roe
  • [N] balık menisi
become soft and sticky
  • [V] cıvımak
soft-boiled Dinle! {,sɔ:ft'bɔıld}
  • [A] rafadan, az kaynamış, yumuşak
soft-centred
  • [A] ortası kremalı, içi kremalı
soft drink {'sɔ:ftdrıŋk}
  • [N] meşrubat, alkolsüz içki
soft goods
  • [N] tekstil malları, dokuma, mensucat
soft hail
  • [N] sulu kar, sulusepken
soft in the head
  • [A] kafasız, mankafa, beyni sulanmış
soft-land Dinle!
  • [V] yumuşak iniş yapmak
soft pedal
  • [N] ses yumuşatma pedalı, piyano pedalı
soft-pedal Dinle! {'sɔ:ft,pedəl}
  • [V] pedal ile çalmak, hafifletmek, yumuşatmak, hafife almak
soft science
  • [N] sosyal bilim
soft soap
  • [N] sabun: Arap sabunu, pohpohlama, yağcılık yapma
soft-solder
  • [V] yumuşak lehimle tutturmak
soft-spoken Dinle! {,sɔ:ft'spəʋkən}
  • [A] yumuşak sesli, tatlı dilli, iki yüzlü

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
Soft Brleş Soft Synth