Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
rock-bottom {,rɒk'bɒtəm}
  • [A] en ucuz, en düşük

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
bottom Dinle! {'bɒtəm}
  • [A] dipteki, alttaki
  • [N] dip, alt, kıç, kaynak, temel, gemi omurgası, tekne, dayanma gücü
  • [V] dip koymak, temeline inmek, esasını araştırmak
at bottom
  • [ADV] aslında, esasında
get the bottom of
  • [V] derinine inmek, derinlemesine araştırmak
get to the bottom of
  • [ID] iyice incelemek, temeline inmek
bottom drawer
  • [N] alt çekmece, çeyiz
chair bottom
  • [N] sandâlye oturağı
false-bottom {,fɔ:ls'bɒtəm}
  • [N] gizli bölme
Rock of Gibraltar
  • [NPR] Cebelitarık kalesi, Cebelitarık Dağı
igneous rock
  • [N] volkanik kaya
planing bottom
  • [N] kayar düzlük (den.)
Plymouth Rock
  • [NPR] Plimut tavuğu
rock Dinle! {rɒk}
  • [N] kaya, kaya parçası, taş, elmas, lolipop, para, dolar, sıkıntı, belâ, değerli taş, dert
  • [V] sallamak, sallanmak, sallayarak uyutmak, sarsmak, şok etmek, zorlaştırmak, sarsılmak, şok olmak, rock yapmak {dans}, ırgalamak
Rock Dinle! {rɒk}
  • [NPR] Cebelitarık kalesi, Cebelitarık Dağı
throw rock at
  • [V] taş atmak
rock and roll {,rɒkən'rəʋl}
  • [N] rock'n'roll, rock
rock bottom {,rɒk'bɒtəm}
  • [N] en düşük nokta, en aşağı düzey
get down to rock bottom
  • [V] en düşük seviyeye inmek
rock bottom price
  • [N] en düşük fiyat, en ucuz fiyat
rock-bound
  • [A] kayalarla çevrili
rock candy
  • [N] akide şekeri

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
bir tür rock müzik
  • [N] heavy metal
rock
  • [N] rock and roll, rock'n'roll
rock'çı
  • [N] rocker
rock'n'roll
  • [N] rock'n'roll, rock and roll
rock yapmak (dans)
  • [V] rock
rock and roll rock and roll
Rock Rock
bir tür rock müzik heavy metal n.
rock yapmak (dans) rock v.
rock rock and roll, rock'n'roll n.
rock'çı rocker n.