Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
terror-stricken {'terər,strıkən}
  • [A] dehşete kapılmış

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
conscience-stricken {'kɒnʃəns,strıkən}
  • [A] vicdan azabı çeken
grief-stricken {'gri:f,strıkən}
  • [A] dertli, bedbaht, tâlihsiz
horror-stricken {'hɔ:rər,strıkən}
  • [A] dehşete düşmüş, dehşete kapılmış
panic-stricken Dinle! {'pænık,strıkən}
  • [A] paniğe kapılmış, panik
poverty-stricken Dinle! {'pɒvərtı,strıkən}
  • [A] yokluk çeken, yoksul, sefil, zavallı
stricken Dinle! {'strıkən}
  • [A] tutulmuş, yakalanmış, muzdârip, yaralı, üzgün, uğramış, felakete uğramış, eli ayağı tutmayan
stricken area
  • [N] felaket bölgesi
stricken in years
  • [A] yaşlanmış, yaşlı
terror Dinle! {'terər}
  • [N] dehşet, terör, korkutan şey, yaramaz çocuk
holy terror
  • [N] yaramaz çocuk, arsız çocuk, dehşet saçan kimse, korkunç kimse
terror-haunted {,terər'hɔ:ntıd}
  • [A] dehşete kapılmış
terror-struck {'terər,strʌk}
  • [A] dehşete kapılmış
a little terror k. dili çok yaramaz/haşarı çocuk, canavar.
grief-stricken s. büyük bir üzüntü içinde olan.
panic-stricken s. paniğe kapılmış.
poverty-stricken s. çok fakir, yoksul.
stricken f. bak. strike.

s. with/by -e uğramış, -e yakalanmış, -e tutulmuş: stricken by poverty fakir bir hale düşmüş.
stricken bak. strike:

s. A.B.D. hastalanmış; yaralı, yaralanmış; felâkete uğramış; içindekiler kabın ağız seviyesine indirilmiş.
strike terror into {birini} dehşete düşürmek.
terror {i.} dehşet; korkunç şey; dehşet saçan şey veya kimse; {k.dili} haşarı çocuk. terrorstruck, terrorstricken {s.} dehşete düşmüş. the Reign of Terror Fransız ihtilâlinde en kanlı devre.