Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
stricken Dinle! {'strıkən}
  • [A] tutulmuş, yakalanmış, muzdârip, yaralı, üzgün, uğramış, felakete uğramış, eli ayağı tutmayan
stricken f. bak. strike.

s. with/by -e uğramış, -e yakalanmış, -e tutulmuş: stricken by poverty fakir bir hale düşmüş.
stricken bak. strike:

s. A.B.D. hastalanmış; yaralı, yaralanmış; felâkete uğramış; içindekiler kabın ağız seviyesine indirilmiş.
stricken strick.en strîk'ın Fiil ·(bakınız) "strike" Sıfat * [with/by] -e uğramış, yakalanmış veya tutulmuş: stricken by poverty fakir bir hale düşmüş.
stricken {bak.} strike: {A.B.D.} hastalanmış; yaralı, yara

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
conscience-stricken {'kɒnʃəns,strıkən}
  • [A] vicdan azabı çeken
grief-stricken {'gri:f,strıkən}
  • [A] dertli, bedbaht, tâlihsiz
horror-stricken {'hɔ:rər,strıkən}
  • [A] dehşete düşmüş, dehşete kapılmış
panic-stricken Dinle! {'pænık,strıkən}
  • [A] paniğe kapılmış, panik
poverty-stricken Dinle! {'pɒvərtı,strıkən}
  • [A] yokluk çeken, yoksul, sefil, zavallı
stricken area
  • [N] felaket bölgesi
stricken in years
  • [A] yaşlanmış, yaşlı
terror-stricken {'terər,strıkən}
  • [A] dehşete kapılmış
grief-stricken s. büyük bir üzüntü içinde olan.
panic-stricken s. paniğe kapılmış.
poverty-stricken s. çok fakir, yoksul.
grief-stricken grief-strick.en Sıfat * büyük bir üzüntü içinde olan.
panic-stricken Sıfat * paniğe kapılmış.
poverty-stricken Sıfat * çok fakir, yoksul.
grief stricken çok kederli
panic stricken paniğe kapılmış
poverty stricken çok yoksul
stricken by den ıstırap çeken
conscience stricken vicdan azabı çeken
grief stricken dertli, bedbaht, tâlihsiz s.