Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
straight-backed
  • [A] düz arkalıklı

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
straight ahead
  • [ADV] dosdoğru
backed Dinle! {bækt}
  • [A] arkası olan, arka çıkılmış, desteklenmiş, astarlı, kaplı, arkalıklı
crook-backed {'krʋk,bækt}
  • [A] kambur
straight as a die
  • [ID] dosdoğru, doğru, dürüst, özü sözü bir
keep a straight face
  • [ID] ciddi durmak, ciddi kalmak
straight flush
  • [N] floş ruvayel, straigt flush, straight flush
straight Dinle! {streıt}
  • [A] düz, dik, doğru, karşı cinse ilgi duyan, dümdüz, dosdoğru, direkt, düzgün, dürüst, güvenilir, sek, katışıksız, iskontosuz, orijinal{piyes}, sıradan
  • [ADV] düz, doğru, dümdüz, dosdoğru, dik olarak, doğruca, direkt olarak, doğru olarak, doğrudan doğruya, düzenli biçimde, tam, tam olarak
  • [N] düz çizgi, yarış çizgisi, düzlük, kent, eşcinsel olmayan kimse, uyuşturucu kullanmayan kimse,
absolutely straight
  • [A] dümdüz
be on the straight and narrow
  • [V] dürüstçe yaşamak
be straight
  • [V] düz olmak
Go straight.
  • [PHR] düz: Düz gidin.
go straight
  • [ID] doğruca gitmek
hold straight
  • [V] dik tutmak
out of the straight
  • [A] eğri
Should I go straight?
  • [PHR] düz: Düz mü gideyim?
the straight of it
  • [ADV] doğrusu, doğru olanı
straight away {'streıtə,weı}
  • [ADV] hemen, hemencecik, tereddüd etmeden, duraksamadan
straight-edge {'streıt,edʒ}
  • [N] kıl cetvel, düz mastar
straight-faced Dinle! {'streıt,feıst}
  • [A] asık suratlı, ifadesiz
straight-from-the-shoulder
  • [A] dobra dobra, açık açık

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
straight flush
  • [N] flush: straight flush
straight angle
1. an angle of 180 degrees.