Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
short-legged {'ʃɔ:rt,legd}
  • [A] bacaksız

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
bandy-legged Dinle! {'bændı,legıd}
  • [A] çarpık bacaklı, eğri bacaklı
bow-legged {'bəʋ,legıd}
  • [A] çarpık bacaklı, eğri bacaklı
bring short
  • [V] durdurmak
a button short
  • [ID] tahtası eksik, kaçık, şapşal
short circuit {,ʃɔ:rt'sɜ:rkıt}
  • [N] kısa devre, kontak
short commons
  • [N] yiyecek kıtlığı
cross-legged Dinle! {,krɔ:s'legıd}
  • [A] bacak bacak üstüne atmış
I'd like a short cut.
  • [PHR] kesim: Kısa bir kesim istiyorum.
cut short
  • [V] uzatmamak, kısa kesmek, susturmak, uzattırmamak
fall short
  • [V] erişememek, kısa kalmak
have a short fuse
  • [V] çabuk sinirlenmek, tepesi çok çabuk atmak
short-haired {,ʃɔ:rt'heərd}
  • [A] kısa saçlı
-legged
  • [SUFF] bacaklı
long-legged {'lɔ:ŋlegd}
  • [A] uzun bacaklı
short notice
  • [N] az mühlet, kısa süre
one-legged {,wʌn'legd}
  • [A] tek taraflı, tek bacaklı
in short order
  • [ADV] çabucak, hemen
red-legged partridge
  • [N] kınalı keklik
red-short {'redʃɔ:rt}
  • [A] kızgın iken kırılan (met.)
in the short run
  • [ADV] yakın gelecekte, kısa vadede