İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
bandy-legged |
{'bændı,legıd}
- [A] çarpık bacaklı, eğri bacaklı
|
|
bow-legged |
{'bəʋ,legıd}
- [A] çarpık bacaklı, eğri bacaklı
|
|
bring short |
|
|
a button short |
- [ID] tahtası eksik, kaçık, şapşal
|
|
short circuit |
{,ʃɔ:rt'sɜ:rkıt}
|
|
short commons |
|
|
cross-legged |
{,krɔ:s'legıd}
- [A] bacak bacak üstüne atmış
|
|
I'd like a short cut. |
- [PHR] kesim: Kısa bir kesim istiyorum.
|
|
cut short |
- [V] uzatmamak, kısa kesmek, susturmak, uzattırmamak
|
|
fall short |
- [V] erişememek, kısa kalmak
|
|
have a short fuse |
- [V] çabuk sinirlenmek, tepesi çok çabuk atmak
|
|
short-haired |
{,ʃɔ:rt'heərd}
|
|
-legged |
|
|
long-legged |
{'lɔ:ŋlegd}
|
|
short notice |
|
|
one-legged |
{,wʌn'legd}
- [A] tek taraflı, tek bacaklı
|
|
in short order |
|
|
red-legged partridge |
|
|
red-short |
{'redʃɔ:rt}
- [A] kızgın iken kırılan (met.)
|
|
in the short run |
- [ADV] yakın gelecekte, kısa vadede
|
|
|
|