Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
short-haired {,ʃɔ:rt'heərd}
  • [A] kısa saçlı

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
bring short
  • [V] durdurmak
a button short
  • [ID] tahtası eksik, kaçık, şapşal
short circuit {,ʃɔ:rt'sɜ:rkıt}
  • [N] kısa devre, kontak
short commons
  • [N] yiyecek kıtlığı
I'd like a short cut.
  • [PHR] kesim: Kısa bir kesim istiyorum.
cut short
  • [V] uzatmamak, kısa kesmek, susturmak, uzattırmamak
fair-haired Dinle! {,feər'heərd}
  • [A] sarışın
fall short
  • [V] erişememek, kısa kalmak
have a short fuse
  • [V] çabuk sinirlenmek, tepesi çok çabuk atmak
gray-haired {'greı,heərd}
  • [A] kır saçlı
grey-haired {greı'heərd}
  • [A] kır saçlı, ihtiyar
-haired
  • [SUFF] saçlı
haired Dinle! {heərd}
  • [A] saçlı, kıllı, tüylü
long-haired Dinle! {,lɔ:ŋ'heərd}
  • [N] aydın, entellektüel, sanatçı, hippi
  • [A] uzun saçlı, uzun tüylü
short notice
  • [N] az mühlet, kısa süre
in short order
  • [ADV] çabucak, hemen
red-haired {'red,heərd}
  • [A] kızıl saçlı
red-short {'redʃɔ:rt}
  • [A] kızgın iken kırılan (met.)
in the short run
  • [ADV] yakın gelecekte, kısa vadede
run short of
  • [V] az kalmak, azalmak