Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
cross-legged Dinle! {,krɔ:s'legıd}
  • [A] bacak bacak üstüne atmış
cross-legged s. bağdaş kurmuş, ayak ayak üstüne atmış.
cross-legged z. bak. sit cross-legged.
cross-legged cross-leg.ged krôs'legîd, krôs'legd Sıfat * bağdaş kurmuş. * ayak ayak üstüne atmış.
cross-legged bağdaş kurmuş, ayak ayak üstüne atmış.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
bandy-legged Dinle! {'bændı,legıd}
  • [A] çarpık bacaklı, eğri bacaklı
bow-legged {'bəʋ,legıd}
  • [A] çarpık bacaklı, eğri bacaklı
cross Dinle! {krɔ:s}
  • [A] çapraz, kesişen, karşıt, aksi, kızgın, hilekâr, düzenbaz, çaprazlama, dargın
  • [N] haç, artı işareti, çapraz, dert, melez, hile, dörtyol ağzı
  • [V] çaprazlaştırmak, üst üste atmak, darılmak, geçmek, çapraz çizgiler çizmek, melezlemek, engellemek, bozmak, haç işareti yapmak, karşılaşmak, kesişmek
as cross as two sticks
  • [ID] huysuz, siniri tepesinde
be cross
  • [V] küsmek
Greek cross
  • [NPR] haç: Yunan haçı, haç: dört kolu eşit haç
on the cross
  • [A] verev, çaprazlama, diyagonal
Red Cross
  • [N] kızılhaç
Southern Cross
  • [NPR] Güneyhaçı (astr.)
the Cross
  • [NPR] Hristiyanlık, İsa: Hazreti İsa'nın gerildiği çarmıh, İsa: Hazreti İsa'nın çarmıha gerilmesi
Victoria Cross
  • [NPR] İngiliz askeri nişanı
cross action {,krɔ:s'ækʃən}
  • [N] karşı dava
cross appeal {,krɔ:sə'pi:l}
  • [N] karşı temyiz talebi
cross-channel
  • [A] Manş Denizi: Manş Denizi'ni aşan
cross each other
  • [V] karşılaşmak
cross-examination Dinle! {,krɔ:sıgzæmə'neıʃən}
  • [N] çaprazlama sorgu
cross-examine Dinle! {,krɔ:sıg'zæmın}
  • [V] çaprazlama sorgulamak, sorguya çekmek
cross-eyed Dinle! {'krɔ:s,aıd}
  • [A] şaşı
cross fire {'krɔ:s,faıər}
  • [N] çapraz ateş, yaylım ateşi, soru yağmuru
cross-grained Dinle! {,krɔ:s'greınd}
  • [A] ters damarlı, aksi, huysuz