Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
short-coming i. kusur, eksik, noksan.
short-coming short-com.ing şôrt'k^mîng İsim * kusur, eksik, noksan.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
bring short
  • [V] durdurmak
a button short
  • [ID] tahtası eksik, kaçık, şapşal
short circuit {,ʃɔ:rt'sɜ:rkıt}
  • [N] kısa devre, kontak
coming Dinle! {'kʌmıŋ}
  • [A] gelen, gelecek
  • [N] geliş, yaklaşma, varış, gelme
coming back
  • [N] geri gelme
coming together
  • [N] kavuşma, toplanma
short commons
  • [N] yiyecek kıtlığı
I'd like a short cut.
  • [PHR] kesim: Kısa bir kesim istiyorum.
cut short
  • [V] uzatmamak, kısa kesmek, susturmak, uzattırmamak
fall short
  • [V] erişememek, kısa kalmak
have a short fuse
  • [V] çabuk sinirlenmek, tepesi çok çabuk atmak
short-haired {,ʃɔ:rt'heərd}
  • [A] kısa saçlı
home-coming {'həʋm,kʌmıŋ}
  • [N] mezunlar günü, yuvaya dönüş, yurda dönüş
coming to life
  • [N] dirilme, canlanma
short notice
  • [N] az mühlet, kısa süre
in short order
  • [ADV] çabucak, hemen
red-short {'redʃɔ:rt}
  • [A] kızgın iken kırılan (met.)
in the short run
  • [ADV] yakın gelecekte, kısa vadede
run short of
  • [V] az kalmak, azalmak
short Dinle! {ʃɔ:rt}
  • [A] alçak, kısa, kısa kesilmiş, az, bodur, bücür, kısa boylu, özet, yetersiz, eksik, kestirme, kıt, tam olmayan, sert {içki}, iyi pişmiş, gevrek, çıtır çıtır, hariç, kısa vadeli, çapaklı (met.)
  • [ADV] eksik, aniden, birden, haricinde, dışında
  • [N] kısa metrajlı film, kısa devre, kontak, kasa açığı, kısa hece, kısa okunuşlu ünlü
  • [V]