İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
quick-witted |
{,kwık'wıtıd}
- [A] zeki, kıvrak zekâlı, hazırcevap, cin gibi
|
|
quick-witted |
s. {durumu} çabuk kavrayan, kavrayışlı; {durumu} çabuk kavrayıp hemen gerekeni yapan. |
|
quick-witted |
quick-wit.ted
kwîk'wît'îd
Sıfat
* zeki, kavrayışlı. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
bird witted |
{'bɜ:rd,wıtıd}
|
|
quick-motion camera |
- [N] kamera: hızlı çekim kamerası
|
|
quick of comprehension |
- [A] anlayışı kuvvetli, zeki
|
|
double-quick |
{,dʌbəl'kwık}
- [ADV] hemencecik, çabucak, hızla
- [N] koşar adım
|
|
quick on the draw |
- [A] hızlı silah çeken, çabuk kavrayan, leb demeden leblebiyi anlayan
|
|
quick of eye |
- [A] cingöz, açıkgöz, her şeyi gören
|
|
half-witted |
{'hæf,wıtıd}
- [A] aptal, ahmak, dangalak, yarım akıllı
|
|
keen-witted |
{,ki:n'wıtıd}
|
|
nimble-witted |
- [A] kıvrak zekâlı, zeki, hazırcevap, leb demeden leblebiyi anlayan
|
|
quick |
{kwık}
- [A] çabuk, hızla, hızlı, şipşak, seri, tez, atik, hazır, kıvrak, keskin, süratli, hassas, canlı, yaşayan, hayat dolu, alevli {ateş}, sıcak {ocak}, madenli
- [ADV] çabucak, hızla
- [N] canlı, tırnak altındaki hassas et, can alıcı nokta, can evi, öz, civa (Amer.)
|
|
be quick |
|
|
be quick! |
- [INTRJ] çabuk ol!, çabuk!
|
|
cut smb. to the quick |
- [ID] can evinden vurmak, en hassas noktadan vurmak
|
|
the quick |
|
|
to the quick |
- [ADV] en hassas noktaya, can alıcı noktadan, can evinden, en ince ayrıntısına kadar, sapına kadar
|
|
quick-action |
|
|
quick-change |
{'kwık,tʃeındʒ}
- [A] çabuk değişen, hızlı kıyafet değiştiren
|
|
quick-change artist |
- [N] hızlı kostüm değiştiren artist
|
|
quick-drying |
|
|
quick-eared |
{'kwık,ıərd}
- [A] hassas kulaklı, iyi işiten
|
|
|
|