quick-motion camera |
- [N] kamera: hızlı çekim kamerası
|
|
quick of comprehension |
- [A] anlayışı kuvvetli, zeki
|
|
double-quick |
{,dʌbəl'kwık}
- [ADV] hemencecik, çabucak, hızla
- [N] koşar adım
|
|
quick on the draw |
- [A] hızlı silah çeken, çabuk kavrayan, leb demeden leblebiyi anlayan
|
|
drying |
{'draııŋ}
- [A] kuruyan, kuru
- [N] kurutma
|
|
quick of eye |
- [A] cingöz, açıkgöz, her şeyi gören
|
|
quick |
{kwık}
- [A] çabuk, hızla, hızlı, şipşak, seri, tez, atik, hazır, kıvrak, keskin, süratli, hassas, canlı, yaşayan, hayat dolu, alevli {ateş}, sıcak {ocak}, madenli
- [ADV] çabucak, hızla
- [N] canlı, tırnak altındaki hassas et, can alıcı nokta, can evi, öz, civa (Amer.)
|
|
be quick |
|
|
be quick! |
- [INTRJ] çabuk ol!, çabuk!
|
|
cut smb. to the quick |
- [ID] can evinden vurmak, en hassas noktadan vurmak
|
|
the quick |
|
|
to the quick |
- [ADV] en hassas noktaya, can alıcı noktadan, can evinden, en ince ayrıntısına kadar, sapına kadar
|
|
quick-action |
|
|
quick-change |
{'kwık,tʃeındʒ}
- [A] çabuk değişen, hızlı kıyafet değiştiren
|
|
quick-change artist |
- [N] hızlı kostüm değiştiren artist
|
|
quick-eared |
{'kwık,ıərd}
- [A] hassas kulaklı, iyi işiten
|
|
quick-eyed |
{'kwık,aıd}
- [A] keskin bakışlı, anlayışlı, ileriyi gören, sağduyulu, sağgörülü
|
|
quick-fence |
{'kwıkfens}
|
|
quick-fire |
{'kwık,faıər}
|
|
quick-firing |
{'kwık,faırıŋ}
|
|
|