İngilizce » Türkçe   İlişkili Sonuçlar | 
					Yukarı   | 
				 
				
					
									
									| big-hearted | 
									{,bıg'hɑ:rtıd}
 - [A] eli açık, iyi kâlpli, iyiliksever, cömert, yüce gönüllü, iyi yürekli
 
  | 
									 | 
								 
								
									| black-hearted | 
									{'blæk,hɑ:rtıd}
  | 
									 | 
								 
								
									| broken-hearted | 
									{,brəʋkən'hɑ:rtıd}
  | 
									 | 
								 
								
									| chicken-hearted | 
									{'tʃıkən,hɑ:rtıd}
 - [A] korkak, ödlek, tavşan yürekli
 
  | 
									 | 
								 
								
									| lion's den | 
									 | 
									 | 
								 
								
									| false-hearted | 
									{fɔ:ls'hɑ:rtıd}
  | 
									 | 
								 
								
									| good-hearted | 
									  {,gʋd'hɑ:rtıd}
  | 
									 | 
								 
								
									| great-hearted | 
									{,greıt'hɑ:rtıd}
 - [A] yüce, iyi kâlpli, cesur, yürekli
 
  | 
									 | 
								 
								
									| hard-hearted | 
									  {,hɑ:rd'hɑ:rtıd}
 - [A] katı yürekli, taş kalpli, duyarsız, duygusuz, vicdansız, acımasız
 
  | 
									 | 
								 
								
									| -hearted | 
									 | 
									 | 
								 
								
									| heavy-hearted | 
									{,hevı'hɑ:rtıd}
 - [A] kederli, üzgün, umutsuz, karamsar
 
  | 
									 | 
								 
								
									| hen-hearted | 
									{,hen'hɑ:rtıd}
 - [A] korkak, ödlek, tavşan yürekli
 
  | 
									 | 
								 
								
									| hollow-hearted | 
									{'hɒləʋ,hɑ:rtıd}
 - [A] samimiyetsiz, içten olmayan, yürekten olmayan
 
  | 
									 | 
								 
								
									| kind-hearted | 
									{,kaınd'hɑ:rtıd}
 - [A] iyi yürekli, iyi kâlpli
 
  | 
									 | 
								 
								
									| large-hearted | 
									{,lɑ:rdʒ'hɑ:rtıd}
 - [A] iyi kâlpli, halden anlayan
 
  | 
									 | 
								 
								
									| light hearted | 
									{,laıt'hɑ:rtıd}
  | 
									 | 
								 
								
									| light-hearted | 
									{,laıt'hɑ:rtıd}
 - [A] gamsız, endişesiz, tasasız, kaygısız
 
  | 
									 | 
								 
								
									| lion | 
									  {'laıən}
 - [N] aslan, başarılı ve aranan kimse, cesur kimse, görülmeye değer yerler
 
  | 
									 | 
								 
								
									| Lion | 
									  {'laıən}
 - [NPR] aslan: Aslan takımyıldızı (astr.), aslan: Aslan burcu (astr.)
 
  | 
									 | 
								 
								
									| make a lion of | 
									- [V] dikkat çekmesini sağlamak, ünlü muamelesi yapmak
 
  | 
									 | 
								 
					  | 
				 
	 
	 
		
				
					  Türkçe » İngilizce   İlişkili Sonuçlar | 
					Yukarı   | 
				 
				
					
									
									| good-hearted | 
									 1.  generously responsive; "good-hearted but inept efforts to help"; "take a kindly interest"; "a kindly gentleman"; "an openhearted gift to charity". | 
									 | 
								 
					  | 
				 
	 
	 
	 |