İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
hollow-hearted |
{'hɒləʋ,hɑ:rtıd}
- [A] samimiyetsiz, içten olmayan, yürekten olmayan
|
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
beat all hollow |
- [V] yenmek, ezip geçmek {oyunda}
|
|
big-hearted |
{,bıg'hɑ:rtıd}
- [A] eli açık, iyi kâlpli, iyiliksever, cömert, yüce gönüllü, iyi yürekli
|
|
black-hearted |
{'blæk,hɑ:rtıd}
|
|
broken-hearted |
{,brəʋkən'hɑ:rtıd}
|
|
chicken-hearted |
{'tʃıkən,hɑ:rtıd}
- [A] korkak, ödlek, tavşan yürekli
|
|
false-hearted |
{fɔ:ls'hɑ:rtıd}
|
|
good-hearted |
{,gʋd'hɑ:rtıd}
|
|
great-hearted |
{,greıt'hɑ:rtıd}
- [A] yüce, iyi kâlpli, cesur, yürekli
|
|
hard-hearted |
{,hɑ:rd'hɑ:rtıd}
- [A] katı yürekli, taş kalpli, duyarsız, duygusuz, vicdansız, acımasız
|
|
-hearted |
|
|
heavy-hearted |
{,hevı'hɑ:rtıd}
- [A] kederli, üzgün, umutsuz, karamsar
|
|
hen-hearted |
{,hen'hɑ:rtıd}
- [A] korkak, ödlek, tavşan yürekli
|
|
hollow |
{'hɒləʋ}
- [A] boş, kof, delikli, oyuk, delik, boşluktan gelen, aç, sahte, yalan, çökük, çökmüş, çukur
- [ADV] boş bir şekilde, tamamen, bütünüyle
- [N] boşluk, çukur
- [V] oymak, çukur açmak, kazmak
|
|
beat smb. hollow |
- [ID] bozguna uğratmak, mahvetmek, alt etmek, tam olarak yenmek
|
|
become hollow |
|
|
feel hollow |
|
|
ring hollow |
- [V] boş ses vermek, gerçek olmamak
|
|
hollow bit |
- [V] keski: oyma keskisi, oluklu kalem
|
|
hollow-cheeked |
{'hɒləʋ,tʃi:kt}
- [A] avurtları çökmüş, çukur yanaklı
|
|
hollow-eyed |
{'hɒləʋaıd}
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
good-hearted |
1. generously responsive; "good-hearted but inept efforts to help"; "take a kindly interest"; "a kindly gentleman"; "an openhearted gift to charity". |
|
|
|