Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
great-hearted {,greıt'hɑ:rtıd}
  • [A] yüce, iyi kâlpli, cesur, yürekli
great-hearted s.
1. cesur, yiğit.
2. cömert.
great-hearted great-heart.ed greyt'har'tîd Sıfat * cesur, yiğit. * cömert.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
great agitation
  • [N] heyhey
Great Bear
  • [NPR] Büyükayı (astr.), Büyükayı takımyıldızı (astr.), arabacı: Arabacı takımyıldızı (astr.)
big-hearted {,bıg'hɑ:rtıd}
  • [A] eli açık, iyi kâlpli, iyiliksever, cömert, yüce gönüllü, iyi yürekli
black-hearted {'blæk,hɑ:rtıd}
  • [A] kötü kalpli
Great Britain
  • [NPR] Britanya: Büyük Britanya, İngiltere, İngiltere, İskoçya, Gal
broken-hearted {,brəʋkən'hɑ:rtıd}
  • [A] kederli
Great Charter
  • [N] Magna Karta, ferman: büyük ferman {İng.}
chicken-hearted {'tʃıkən,hɑ:rtıd}
  • [A] korkak, ödlek, tavşan yürekli
be great chums
  • [V] ahbap olmak, yakın arkadaş olmak
be a great contrast to
  • [V] taban tabana zıt olmak, tam tersi olmak
Great Dane
  • [NPR] Danua
a great deal
  • [A] bir hayli, oldukça çok
  • [ADV] çok daha
a great deal of
  • [ADV] epey
with great difficulty
  • [ADV] güç belâ
make a great display
  • [V] gösteriş yapmak, hava atmak
the great divide
  • [N] ölüm
great eater
  • [A] boğazlı
false-hearted {fɔ:ls'hɑ:rtıd}
  • [A] hain, sadakâtsiz
make a great fuss
  • [V] kıyameti koparmak
good-hearted Dinle! {,gʋd'hɑ:rtıd}
  • [A] iyi kâlpli

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
good-hearted
1. generously responsive; "good-hearted but inept efforts to help"; "take a kindly interest"; "a kindly gentleman"; "an openhearted gift to charity".
great grandmother
1. a mother of your grandparent.
2. a mother of your grandparent.
great wall
1. a fortification 1,500 miles long built across northern China in the 3rd century BC; is 1,500 miles long and averages 6 meters in width.