| acid-proof | 
									{'æsıdpru:f}
  | 
									 | 
								 
								
									| conscience-proof | 
									- [A] pişkin
 - [N] yüzsüz, umursamaz, duygusuz
 
  | 
									 | 
								 
								
									| convincing proof | 
									- [N] ikna edici delil, kanıt
 
  | 
									 | 
								 
								
									| knock the door | 
									 | 
									 | 
								 
								
									| escape-proof | 
									 | 
									 | 
								 
								
									| fail-proof | 
									- [A] hazırlıklı, tedbirli, güvenceli
 
  | 
									 | 
								 
								
									| flame-proof | 
									{'fleım,pru:f}
  | 
									 | 
								 
								
									| galley proof | 
									{'gælıpru:f}
 - [N] dizginin ilk düzeltme nüshası
 
  | 
									 | 
								 
								
									| knock galley-west | 
									- [ID] eşek sudan gelinceye kadar dövmek, pataklamak, yere sermek, benzetmek, altüst etmek
 
  | 
									 | 
								 
								
									| knock into a cocked hat | 
									- [N] pestile çevirmek, tanınmaz hale getirmek, mahvetmek, mağlup etmek
 
  | 
									 | 
								 
								
									| judgement-proof | 
									 | 
									Brit. | 
								 
								
									| knock | 
									  {nɒk}
 - [N] vuruş, darbe, vurma, çalma
 - [V] çalmak, vurmak, çarpmak, kapı: kapıyı çalmak, sertçe eleştirmek, devirmek, teklemek
 
  | 
									 | 
								 
								
									| take the knock | 
									- [V] ağır yaralanmak, hasar görmek
 
  | 
									 | 
								 
								
									| knock about | 
									- [V] kaba davranmak, sert davranmak, hırpalamak, dövmek, çıkmak, gezmek, göze çarpmamak
 
  | 
									 | 
								 
								
									| knock around | 
									- [V] kaba davranmak, sert davranmak, hırpalamak, dövmek, çıkmak, gezmek, göze çarpmamak
 
  | 
									 | 
								 
								
									| knock back | 
									- [V] devirmek, içmek, patlamak, mal olmak, şaşırtmak
 
  | 
									 | 
								 
								
									| knock down | 
									- [V] devirmek, yıkmak, yere sermek, sökmek, demonte etmek, fiyat kırmak, ucuza satmak
 
  | 
									 | 
								 
								
									| knock-kneed | 
									  {,nɒk'ni:d}
 - [A] çarpık bacaklı, paytak
 
  | 
									 | 
								 
								
									| knock-knees | 
									{,nɒk'ni:z}
  | 
									 | 
								 
								
									| knock knock! | 
									- [INTRJ] tak tak!, tık tık!
 
  | 
									 | 
								 
					  |