İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
acid-proof |
{'æsıdpru:f}
|
|
conscience-proof |
- [A] pişkin
- [N] yüzsüz, umursamaz, duygusuz
|
|
convincing proof |
- [N] ikna edici delil, kanıt
|
|
escape-proof |
|
|
fail |
{feıl}
- [N] zayıf not
- [V] başaramamak, başarısız olmak, fiyasko ile sonuçlanmak, becerememek, ihmal etmek, suya düşmek, yapamamak, yapmamak, kalmak, tükenmek, iflas etmek, batmak, açmamak, başarısızlığa uğramak, ateş almamak, bozulmak, boşa çıkmak, boşa çıkarmak, ümidini kırmak, yüzüstü bırakmak, bırakmak
|
|
without fail |
- [ADV] elbette, pek tabi, şüphesiz, mutlâka
|
|
words fail me |
|
|
fail-safe |
{'feıl,seıf}
- [A] hazırlıklı, tedbirli, güvenceli
|
|
flame-proof |
{'fleım,pru:f}
|
|
galley proof |
{'gælıpru:f}
- [N] dizginin ilk düzeltme nüshası
|
|
judgement-proof |
|
Brit. |
knock-proof |
|
|
light-proof |
{'laıtpru:f}
|
|
press proof |
{'prespru:f}
|
|
proof |
{pru:f}
- [A] geçirmez, dayanıklı, emin
- [N] kanıt, delil, ispat, sağlama, kanıtlama, ispat etme, senet, deneme, prova, alkol derecesi
- [V] dayanıklı hale getirmek, geçirmez biçimde yapmak
|
|
Here is my proof of payment. |
- [PHR] belge: Buyurun ödeme belgem.
|
|
put to the proof |
|
|
proof of payment |
|
|
revise proof |
- [N] tashih nüshası, tashih provası
|
|
-proof |
sonek geçirmez: soundproof sesgeçirmez. waterproof sugeçirmez. |
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
fail |
- [N] doer, maker, subject, perpetrator, principal
|
|
fail |
1. doer, maker, author. 2. law perpetrator. 3. biol. effective. 4. gram. subject. |
|
fail |
* doer, maker, author.
hukuk
* perpetrator. |
|
karışık ismi fail |
konuşma dili
* complicated matter. |
|
|
|