İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
have a weak chest |
- [ID] bünyesi zayıf olmak, eli darda, göğsünden rahatsız olmak, muhtaç
|
|
low-spirited |
{,ləʋ'spırıtıd}
- [A] kederli, üzgün, morali bozuk
|
|
meek-spirited |
|
|
poor-spirited |
{,pʋər'spırıtıd}
|
|
public-spirited |
{'pʌblık,spırıtıd}
- [A] yardımsever, yurtsever, kamu yararını düşünen, toplum yararını düşünen
|
|
public-spirited person |
- [N] yurtsever, vatansever, kamu yararını düşünen kimse
|
|
-spirited |
- [SUFF] huylu, sever, ruhuna sahip, ruh haline sahip, tabiatlı
|
|
spirited |
{'spırıtıd}
- [A] huylu, cesur, mizaçlı, canlı, neşeli, hevesli, heyecanlı, güçlü, esprili, nükteli
|
|
a bit weak upstairs |
- [PHR] kafası pek çalışmaz
|
|
weak |
{wi:k}
- [A] kuvvetsiz, zayıf, cansız, cılız, güçsüz, aciz, dayanıksız, halsiz, iradesiz, hafif, silik, sulu
|
|
become weak |
|
|
These glasses are too weak for me. |
- [PHR] zayıf: Bu gözlük benim için çok zayıf.
|
|
weak-kneed |
{,wi:k'nıd}
- [A] kararsız, azimsiz, iradesiz, zayıf karakterli
|
|
weak minded |
{'wi:k,maındıd}
- [A] zayıf karakterli, iradesiz
|
|
weak point |
- [N] zayıf nokta, zayıf yön
|
|
weak side |
|
|
weak-sighted |
- [A] gözü bozuk olan, iyi göremeyen
|
|
low-spirited |
s. neşesiz, keyifsiz, üzgün. |
|
low-spirited |
s. kederli, üzgün, tasalı. |
|
meek-spirited |
s. alçakgönüllü. |
|
|
|