İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
thin-skinned |
{'ɵın,skınd}
- [A] ince derili, duyarlı, duygulu, hassas
|
|
thin-skinned |
s. alıngan, kırılgan. |
|
thin-skinned |
thin-skinned
thîn'skînd'
Sıfat
* alıngan, kırılgan. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
dissolve into thin air |
- [ID] kayıplara karışmak, yer yarılıp içine girmek, ortadan kaybolmak
|
|
thin crust |
|
|
dark-skinned |
{'dɑ:rk,skınd}
- [A] esmer, koyu tenli, kara derili
|
|
grow thin |
|
|
thin plate |
|
|
skate on thin ice |
- [ID] nazik konuya dokunmak
|
|
keep one's eyes skinned |
- [ID] gözünü dört açmak, dikkatli olmak, gözkulak olmak
|
|
-skinned |
|
|
skinned |
{skınd}
- [A] derili, derisi soyulmuş, yüzülmüş, kabuk bağlamış, deri gibi
|
|
tall and thin |
- [A] sırık gibi, leylek gibi
|
|
through thick and thin |
|
|
thin |
{ɵın}
- [A] ince, zayıf, seyrek, verimsiz, sudan, boş
- [V] incelmek, inceltmek, zayıflamak, seyrekleşmek, seyrelmek
|
|
very thin |
|
|
thin down |
- [V] inceltmek, zayıflatmak, seyreltmek, incelmek, zayıflamak, seyrelmek
|
|
thin excuse |
|
|
thin of |
- [V] inceltmek, zayıflatmak, seyreltmek, incelmek, zayıflamak, seyrelmek
|
|
thin out |
- [V] inceltmek, zayıflatmak, seyreltmek, incelmek, zayıflamak, seyrelmek
|
|
thin rain |
|
|
thin skin |
|
|
thin soup |
|
|
|
|