İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
Dark Ages |
- [N] karanlık çağlar, ortaçağın ilk yarısı
|
|
dark beer |
|
|
dark brown |
|
|
dark chocolate |
- [N] çikolata: koyu çikolata
|
|
Dark Continent |
- [NPR] Afrika, kıta: Kara Kıta
|
|
dark |
{dɑ:rk}
- [A] karanlık, ışıksız, kara, koyu, loş, esrarlı, gizli, kötü, korkutucu, bulanık, üzüntülü, kasvetli, asık suratlı
- [N] karanlık, akşam, koyu renk, gölge, belirsizlik, bilgisizlik
|
|
a leap in the dark |
- [ID] körü körüne işe atılma, cüretli atak
|
|
as dark as pitch |
|
|
at dark |
- [ADV] akşam olunca, hava kararırken
|
|
become dark |
|
|
be in the dark |
- [V] habersiz olmak, bilgisi olmamak
|
|
get dark |
- [V] kararmak, akşam olmak
|
|
grow dark |
|
|
in the dark |
- [ADV] karanlıkta, habersiz
|
|
it is getting dark |
- [PHR] hava kararıyor, karanlık basıyor
|
|
keep dark |
|
|
keep in dark |
- [V] bilgi vermemek, gizlemek
|
|
keep it dark |
- [PHR] kimseye söyleme, gizli tut
|
|
keep smb. in the dark |
- [V] merakta bırakmak, bilgi vermemek
|
|
keep smth. dark |
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|