İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
dark |
{dɑ:rk}
- [A] karanlık, ışıksız, kara, koyu, loş, esrarlı, gizli, kötü, korkutucu, bulanık, üzüntülü, kasvetli, asık suratlı
- [N] karanlık, akşam, koyu renk, gölge, belirsizlik, bilgisizlik
|
|
dark |
i. 1. karanlık. 2. akşam. 3. koyu renk, gölge. |
|
dark |
s. 1. karanlık. 2. koyu. 3. esmer. 4. muğlak, çapraşık. 5. cehalet içinde. 6. gizli, esrarlı. |
|
dark |
i. karanllk, zulmet; akşam, hava kararması; koyu renk, gölge; muğlaklık, cehalet. dark of the moon gece olup da ayın görülmedigi zaman; mehtapsız gece. a leap in the dark körü körüne veya ne olduğunu bilmeden bir şeye atılma. at dark akşam olunca, hava kararırken. in the dark karanlıkta; habersiz. |
|
dark |
s. karanlık, koyu, esmer; müphem, muğlak, çapraşık, kapanık; cehalet içinde olan; gizli, esrarlı; az sütlü {kahve}. dark blue lacivert. dark-eyed
s. kara gözlü. dark horse {pol}. beklenilmediği halde partisi tarafından aday gösterilen adam. dark lantern hırsız feneri. darkroom
i. {foto}. karanlık oda. dark star {astr}. Işık vermeyen yıldız. a dark day karanlık gün; kötü gün. a dark saying kapalı söz. as dark as pitch zifiri karanlık. Keep it dark. Sakın kimseye söyleme. the Dark Ages Karanlık Devirler, Orta çağ. the Dark Continent Afrika. get dark akşam olmak, hava kararmak. darkly
z. ümitsizce; esrarengiz bir şekilde. darkness
i.karanlık. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
Dark Ages |
- [N] karanlık çağlar, ortaçağın ilk yarısı
|
|
dark beer |
|
|
dark brown |
|
|
dark chocolate |
- [N] çikolata: koyu çikolata
|
|
Dark Continent |
- [NPR] Afrika, kıta: Kara Kıta
|
|
a leap in the dark |
- [ID] körü körüne işe atılma, cüretli atak
|
|
as dark as pitch |
|
|
at dark |
- [ADV] akşam olunca, hava kararırken
|
|
become dark |
|
|
be in the dark |
- [V] habersiz olmak, bilgisi olmamak
|
|
get dark |
- [V] kararmak, akşam olmak
|
|
grow dark |
|
|
in the dark |
- [ADV] karanlıkta, habersiz
|
|
it is getting dark |
- [PHR] hava kararıyor, karanlık basıyor
|
|
keep dark |
|
|
keep in dark |
- [V] bilgi vermemek, gizlemek
|
|
keep it dark |
- [PHR] kimseye söyleme, gizli tut
|
|
keep smb. in the dark |
- [V] merakta bırakmak, bilgi vermemek
|
|
keep smth. dark |
|
|
dark blue |
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|