İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
skinned |
{skınd}
- [A] derili, derisi soyulmuş, yüzülmüş, kabuk bağlamış, deri gibi
|
|
skinned |
1.
f. {-ned, -ning} derisini soymak, derisini yüzmek, sıyırmak; kabuğunu soymak: deri ile kaplamak; deri ile örtülmek; {argo} para yolmak, soyup soğana çevirmek. skin the cat spor elleriyle demir çubuğa asılı iken ayakları ve bütün vücudu kolları. 2. derisi yüzülmüs. 3. deri gibi. yüzülmüs. |
|
skinned |
v.derisini yüz:adj.derisi yüzülmüş |
|
skinned |
derili |
snk. |
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
dark-skinned |
{'dɑ:rk,skınd}
- [A] esmer, koyu tenli, kara derili
|
|
keep one's eyes skinned |
- [ID] gözünü dört açmak, dikkatli olmak, gözkulak olmak
|
|
-skinned |
|
|
thin-skinned |
{'ɵın,skınd}
- [A] ince derili, duyarlı, duygulu, hassas
|
|
keep one´s eyes open/peeled/skinned |
gözünü açmak, gözünü dört açmak, tetikte olmak. |
|
thick-skinned |
s. vurdumduymaz. |
|
thin-skinned |
s. alıngan, kırılgan. |
|
thick-skinned |
thick-skinned
thîk'skînd'
Sıfat
* vurdumduymaz. |
|
thin-skinned |
thin-skinned
thîn'skînd'
Sıfat
* alıngan, kırılgan. |
|
light skinned |
açık tenli |
|
thick skinned |
vurdumduymaz |
|
thin skinned |
duygusal |
|
dark skinned |
esmer, koyu tenli, kara derili |
s. |
keep one's eyes skinned |
gözünü dört açmak, dikkatli olmak, gözkulak olmak |
|
thin skinned |
ince derili, duyarlı, duygulu, hassas |
|
|
|