Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
small-size
  • [A] küçük boy

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
We can adjust it to your size.
  • [PHR] ayarlamak: Bunu sizin bedeninize göre ayarlayabiliriz.
small beer
  • [ID] önemsiz kimse, değersiz şey, önemsiz şey, önemsiz sözler
  • [N] bira: hafif bira
think no small beer of oneself
  • [ID] kendini dev aynasında görmek, kendini bir şey sanmak
Do you have ones of a bigger size?
  • [PHR] büyük: Bir numara büyüğü var mı?
I want small bills, please.
  • [PHR] rica: Küçük para rica ediyorum lütfen.
cabinet size
  • [N] kartvizitten büyükçe fotoğraf boyutu
Can you check my size?
  • [PHR] boy: Benim boyum var mı?
small drum
  • [N] dümbelek
of equal size
  • [ADV] aynı ölçüde, ölçüsü aynı
equal in size
  • [ADV] aynı ölçüde, ölçüsü aynı
small forest
  • [N] koru
I'd like a game for a small child.
  • [PHR] oyun: Küçük çocuk için oyun arıyorum.
Could you include some small change too?
  • [PHR] bozuk: Biraz bozuk para da verebilir misiniz?
small intestine
  • [N] ince bağırsak
I'm looking for a small piece of jewelry.
  • [PHR] mücevher: Küçük mücevher bakıyorum.
small lake
  • [N] gölcük
life-size Dinle! {'laıfsaız}
  • [A] doğal ölçüsünde, doğal boyutlarında
Can you order my size for me?
  • [PHR] sipariş: Benim boyum sipariş edebilir misiniz?
pint-size Dinle! {'paınt,saız}
  • [A] ufak tefek, ufaklık, bacaksız
pocket-size Dinle! {'pɒkıtsaız}
  • [A] cep tipi, küçük boy

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
Size de.
  • [PHR] same: Same to you.
Size mutluluk dolu yıllar diliyorum.
  • [PHR] wish: I wish you many years of happiness.
Size yol göstereyim.
  • [PHR] guide: Let me be your guide.
Size ısmarlayabilir miyim?
  • [PHR] treat: May I treat you?
Size bir içki ısmarlamama izin verin.
  • [PHR] drink: Let me buy you a drink.
Size bir içki ikram edebilir miyim?
  • [PHR] drink: May I offer you a drink?
Size çok minnettarım.
  • [PHR] obliged: I'm very much obliged to you.
Size ne oldu?
  • [PHR] happen: What happened to you?
size
  • [PRON] you
size de!
  • [INTRJ] same to you!
sorumluluğu size ait
  • [ADV] peril: at your peril
Size çok teşekkür ederim.
  • [PHR] grateful: I'm really grateful to you.
Bagajınız ulaştığında biz size haber vereceğiz.
  • [PHR] deliver: We'll inform you when your baggage is delivered.
Size çok yakıştı.
  • [PHR] fit: It fits you well.
Size nasıl yardım edebilirim?
  • [PHR] help: How can I help you?
size you
Bizden size From us to you
Size borçluyum I.O.U.
Size Limit Size Limit
bagajınız ulaştığında biz size haber vereceğiz. We'll inform you when your baggage is delivered.