İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
size |
{saız}
- [N] boyut, ölçü, tutkal, boy, büyüklük, beden, numara, önemli miktar, çiriş, apre, şapka astar tutkalı
- [V] büyüklüğüne göre ayırmak, çirişlemek, tutkallamak, sertleştirmek {şapka}
|
|
size |
i.
f. büyüklük, hacim, cesamet; beden {elbise}, numara {ayakkabı}; k.dili. hal, durum;
f. istenilen ebatta kesip biçmek; büyüklüklerine göre ayırmak; büyüklüğünü tahmin etmek. size up ABD. kdili. karşısındakini tartmak, hakkında hüküm vermek, fikir yürütmek. a size too big bir numara büyük. just my size tam benim ölçüme göre, tam benim bedenim, istediğim büyüklükte. |
|
size |
i.
f. ahar; haşıl;
f. aharlamak {kâğıt}; haşıllamak {kumaş}; {badanadan önce} tutkallamak. sized
s. çirişli {kumaş}. sizeable bak. sizable. |
|
size |
i. 1. büyüklük. 2. {ayakkabı için} numara; {elbise için} beden; {şişe/kutu için}boy: What size shoe do you want? Kaç numara ayakkabı istiyorsun? These shoes are a size too big. Bu ayakkabılar bir numara büyük.
f. up -i anlamaya çalışmak, -i ölçüp biçmek, -i tartmak; -in nasıl bir şey/biri olduğunu anlamak. |
|
size |
boy |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
We can adjust it to your size. |
- [PHR] ayarlamak: Bunu sizin bedeninize göre ayarlayabiliriz.
|
|
Do you have ones of a bigger size? |
- [PHR] büyük: Bir numara büyüğü var mı?
|
|
cabinet size |
- [N] kartvizitten büyükçe fotoğraf boyutu
|
|
Can you check my size? |
- [PHR] boy: Benim boyum var mı?
|
|
of equal size |
- [ADV] aynı ölçüde, ölçüsü aynı
|
|
equal in size |
- [ADV] aynı ölçüde, ölçüsü aynı
|
|
life-size |
{'laıfsaız}
- [A] doğal ölçüsünde, doğal boyutlarında
|
|
Can you order my size for me? |
- [PHR] sipariş: Benim boyum sipariş edebilir misiniz?
|
|
pint-size |
{'paınt,saız}
- [A] ufak tefek, ufaklık, bacaksız
|
|
pocket-size |
{'pɒkıtsaız}
|
|
-size |
|
|
Can you measure my shoe size? |
- [PHR] numara: Ayakkabı numaramı ölçer misiniz?
|
|
Is it available in a bigger size? |
- [PHR] boy: Daha büyük boyu var mı?
|
|
shoe size |
|
|
This is not your size. |
- [PHR] beden: Bu sizin bedeniniz değil.
|
|
What size do you need? |
- [PHR] beden: Kaç beden aramıştınız?
|
|
What size is this? |
|
|
size up |
- [V] değerlendirmek, değer biçmek, notunu vermek, boy ölçüşebilmek, eşit olmak
|
|
Do you have ones of a smaller size? |
- [PHR] küçük: Bir numara küçüğü var mı?
|
|
small-size |
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|