İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
purse-proud |
{'pɜ:rs,praʋd}
- [A] parası ile övünen, zenginliği ile böbürlenen, kesesine güvenen
|
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
dip into one's purse |
|
|
drain on the purse |
|
|
as proud as Lucifer |
|
|
proud |
{praʋd}
- [A] gurur verici, azametli, gururlu, onurlu, şerefli, mağrur, kibirli, görkemli, kabarmış
|
|
be proud |
|
|
be proud of |
- [V] iftihar etmek, gurur duymak, övünmek {ile}
|
|
be proud to do |
- [V] yapmaktan gurur duymak, yapmakla şeref duymak
|
|
do oneself proud |
- [V] kendine iyi bakmak, kendine saygısı olmak, özsaygısı olmak, boğazına iyi bakmak
|
|
do smb. proud |
- [V] iyi ağırlamak, hürmet etmek, el üstünde tutmak
|
|
make proud |
- [V] şeref vermek, gururlandırmak
|
|
proud flesh |
- [N] şişlik, yara etrafındaki şişlik
|
|
proud of |
|
|
purse |
{pɜ:rs}
- [N] para çantası, cüzdan, çanta: el çantası, kese, para, ödül, çanta
|
|
beyond one's purse |
- [ADV] gücünü aşar, harcı değil
|
|
light purse |
|
|
long purse |
|
|
make up a purse for |
- [V] parası biriktirmek, para biriktirmek {için}
|
|
public purse |
|
|
tight purse |
|
|
purse-strings |
|
|
|
|