Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
prison-breaking {'prızən,breıkıŋ}
  • [N] firar, hapisten kaçma

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
back breaking
  • [N] yorucu, ağır, yıpratıcı
back-breaking {'bæk,breıkıŋ}
  • [A] yorucu, yıpratıcı, ağır
breaking {'breıkıŋ}
  • [N] kırılma, kırma, zorla girme, bozma, meskene tecavüz
breaking away
  • [N] kopma
breaking-in {'breıkıŋ,ın}
  • [N] zorla girme, tecâvüz, alıştırma
breaking off
  • [N] koparma, kopma
breaking one's heart
  • [N] kâlbini kırma
breaking up {'breıkıŋ,ʌp}
  • [N] parçalayan
The clouds are breaking.
  • [PHR] bulut: Bulutlar dağılıyor.
languish in prison
  • [V] hapiste çürümek
breaking into pieces
  • [N] parçalama
prison Dinle! {'prızən}
  • [N] hapishane, cezaevi, kodes, hapis, hapsetme, delik
in prison
  • [A] hapiste
put in prison
  • [V] hapse atmak
prison-breaker {'prızən,breıkər}
  • [N] firari, hapisten kaçan tutuklu
prison camp
  • [N] esir kampı, açık cezaevi
prison editor
  • [N] yazı işleri editörü
prison officer
  • [N] cezaevi görevlisi, gardiyan
prison psychosis
  • [N] hapishane psikozu
recommit to prison
  • [V] yeniden tutuklamak