İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
jack |
{dʒæk}
- [N] adam, mangır, erkek, kriko, vale, kaldıraç, sancak {gemi}, priz, erkek tavşan, eşek: erkek eşek, para
- [V] kriko ile kaldırmak, kaldırmak, yükseltmek
|
|
jack |
{i.}, {oto.} kriko; adam, köylü; gemici; ağır yükleri yerinden kaldırmaya özgü makina, bocurgat makinası; iskambil bacak, vale; bazı oyunlarda top; argo para; {elek.} priz; {den.} cıvadra sancağı, demir sancağı; ingiliz veya Amerikan bayraklarının üst köşesinde bulunan dikdörtgen kısımdan ibaret sancak; erkek hayvan {eşek, tavşan}; eskiden kullanılan bir zırhlı ceket; {çoğ.} beş taş oyunu. creeping jack damkoruğu, {bot.} Sedum acre. every man jack herkes. |
|
jack |
{f.}, up ile bocurgatla yükseğe kaldırmak; bir kimseye vazifesini hatırlatmak. |
|
jack |
i. 1. oto. kriko, kaldırıcı. 2. adam; köylü. 3. gemici. 4. bocurgat. 5. isk. oğlan, bacak, vale. 6. {bazı oyunlarda} top. 7. argo para. 8. elek. priz. 9. den. cıvadra sancağı. 10. erkek eşek. 11. erkek tavşan. 12. çoğ. beş taş oyunu.
f. up 1. kriko ile kaldırmak. 2. bocurgatla kaldırmak. 3. bir kimseye görevini hatırlatmak. |
|
jack |
priz |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
before you could say Jack Robinson |
- [ID] göz açıp kapayıncaya kadar, kaşla göz arasında
|
|
car jack |
|
|
cheap-jack |
{'tʃi:pdʒæk}
- [N] salı pazarı, ucuz mal satan seyyar satıcı, kalitesiz, adi
|
|
Jack Frost |
|
|
Can you lend me a jack? |
- [PHR] kriko: Kriko ödünç verir misiniz?
|
|
every man Jack |
|
|
yellow jack |
- [N] karantina bayrağı, sarıhumma, karantina flaması
|
|
jack-a-dandy |
{,dʒækə'dændı}
- [N] şık adam, züppe, titrek ışık
|
|
jack-hammer |
{'dʒæk,hæmər}
- [N] delici çekiç, kaya delgisi
|
|
jack in |
- [V] bırakmak, terketmek, vazgeçmek
|
|
jack-in-office |
{,dʒækın'ɒfıs}
- [N] titiz memur, kılı kırk yaran memur
|
|
jack-in-the-box |
{,dʒækınðə'bɒks}
- [N] kutudan fırlayan bebek, kutudan çıkan yaylı kukla
|
|
like a jack-in-the-box |
- [A] kıpır kıpır, hareketli, yerinde duramaz
|
|
Jack Ketch |
|
|
jack-of-all-trades |
{,dʒækəv'ɔ:ltreıdz}
- [N] becerikli kimse, elinden her iş gelen tip, on parmağında on marifet olan kimse
|
|
jack off |
- [V] mastürbasyon yapmak, otuzbir çekmek
|
|
jack-o'-lantern |
{'dʒækə,læntərn}
- [N] bataklık yalazı, bataklık ışığı, kabaktan yapılmış fener
|
|
jack plane |
{'dʒækpleın}
- [N] kaba planya, marangoz rendesi
|
|
jack tar |
|
|
jack-towel |
{dʒæk'taʋəl}
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|