İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
before you could say Jack Robinson |
- [ID] göz açıp kapayıncaya kadar, kaşla göz arasında
|
|
car jack |
|
|
cheap-jack |
{'tʃi:pdʒæk}
- [N] salı pazarı, ucuz mal satan seyyar satıcı, kalitesiz, adi
|
|
cold-hammer |
{kəʋld'hæmər}
- [V] soğuk dövmek, soğuk çekiçlemek
|
|
drop hammer |
{drɒp'hæmər}
|
|
Jack Frost |
|
|
hammer |
{'hæmər}
- [N] çekiç, tokmak, tüfek horozu
- [V] çekiçlemek, çekiçle vurmak, dövmek, çakmak, işlemek, ağır yenilgiye uğratmak, hızlı atmak
|
|
Can you lend me a hammer? |
- [PHR] çekiç: Çekiç ödünç verir misiniz?
|
|
hammer away |
- [V] durmadan çalışmak, çalışıp durmak, kafa yormak
|
|
hammer blow |
|
|
hammer drill |
|
|
hammer face |
|
|
hammer gun |
|
|
hammer-lock |
- [N] kolun arkaya bükülmesi
|
|
hammer throw |
|
|
hammer thrower |
|
|
jack |
{dʒæk}
- [N] adam, mangır, erkek, kriko, vale, kaldıraç, sancak {gemi}, priz, erkek tavşan, eşek: erkek eşek, para
- [V] kriko ile kaldırmak, kaldırmak, yükseltmek
|
|
Can you lend me a jack? |
- [PHR] kriko: Kriko ödünç verir misiniz?
|
|
every man Jack |
|
|
yellow jack |
- [N] karantina bayrağı, sarıhumma, karantina flaması
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|