Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
heavy-duty Dinle! {,hevı'du:tı}
  • [A] dayanıklı, uzun ömürlü, ağır hizmet, ağır vergili
heavy-duty s. dayanıklı, ağır iş için elverişli.
heavy-duty heav.y-du.ty Sıfat * dayanıklı, ağır iş için elverişli.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
all-duty
  • [A] çok amaçlı, fonksiyonel
heavy chemicals
  • [N] ağır kimyasal maddeler
customs duty
  • [N] gümrük vergisi
death duty {'deɵ,du:tı}
  • [N] veraset vergisi, intikal vergisi
differential duty
  • [N] kademeli gümrük tarifesi
heavy drinker
  • [N] içkici
duty Dinle! {'du:tı}
  • [N] ödev, gümrük, hizmet, yükümlülük, görev, vergi, gümrük vergisi
be on guard duty
  • [V] nöbet tutmak
Do I have to pay duty on the goods I bought here?
  • [PHR] gümrük: Burada satın aldığım ürünler için gümrük ödemem gerekiyor mu?
guard duty {'gɑ:rd,du:tı}
  • [N] nöbet
on duty
  • [ADV] iş başında, görevde, görevli
duty-free Dinle! {,du:tı'fri:}
  • [A] gümrüksüz
  • [ADV] gümrük ödemeden
Do you sell duty-free goods on board?
  • [PHR] gümrüksüz: Uçakta gümrüksüz ürünler satıyor musunuz?
duty-paid {'du:tı,peıd}
  • [A] gümrüğü ödenmiş
excise duty
  • [N] tüketim vergisi
fatigue duty {fə'ti:g,du:tı}
  • [N] angarya, kışla hizmeti
with a heavy heart
  • [ADV] binbir güçlükle, zor belâ
heavy Dinle! {'hevı}
  • [A] ağır, baskın, şiddetli, fırtınalı, aşırı, önemli, çok, sert, baygın, üzücü, bozuk, kaba, hamile
  • [ADV] ağır şekilde, şiddetle, çok
  • [N] başrol oyuncusu {dram}, kötü adam rolü, ağır siklet, fedai, zalim, ağır top
hang heavy
  • [V] ağır geçmek
lie heavy on smb.
  • [V] yüklenmek, ağırlık vermek

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
heavy metal
  • [N] heavy metal