İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
duty |
{'du:tı}
- [N] ödev, gümrük, hizmet, yükümlülük, görev, vergi, gümrük vergisi
|
|
duty |
i. 1. görev, ödev, vazife. 2. gümrük resmi, gümrük vergisi. |
|
duty |
i. to {veya} towards {ile} vazife, görev, ödev, sorumluluk, borç; hürmet, saygı; itaat, boyun eğme; resim, vergi, gümrük resmi, iş, hizmet; {mak.} iş, kudret. duty call mecburi ziyaret. duty of water belirli bir alanı sulamak için gerekli olan su miktarı. death duty veraset vergisi .do duty for görevini yapmak, yerini almak. off duty izinli, serbest . on duty nöbetçi, vazife başında. stamp duties pul resmi . |
|
duty |
du.ty
du'ti
İsim
* görev, ödev, vazife.
* gümrük resmi, gümrük vergisi. |
|
duty |
to {veya} towards {ile} vazife, görev, ödev, sorum |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
all-duty |
- [A] çok amaçlı, fonksiyonel
|
|
customs duty |
|
|
death duty |
{'deɵ,du:tı}
- [N] veraset vergisi, intikal vergisi
|
|
differential duty |
- [N] kademeli gümrük tarifesi
|
|
be on guard duty |
|
|
Do I have to pay duty on the goods I bought here? |
- [PHR] gümrük: Burada satın aldığım ürünler için gümrük ödemem gerekiyor mu?
|
|
guard duty |
{'gɑ:rd,du:tı}
|
|
on duty |
- [ADV] iş başında, görevde, görevli
|
|
duty-free |
{,du:tı'fri:}
- [A] gümrüksüz
- [ADV] gümrük ödemeden
|
|
Do you sell duty-free goods on board? |
- [PHR] gümrüksüz: Uçakta gümrüksüz ürünler satıyor musunuz?
|
|
duty-paid |
{'du:tı,peıd}
|
|
excise duty |
|
|
fatigue duty |
{fə'ti:g,du:tı}
- [N] angarya, kışla hizmeti
|
|
heavy-duty |
{,hevı'du:tı}
- [A] dayanıklı, uzun ömürlü, ağır hizmet, ağır vergili
|
|
lapse from duty |
|
|
neglect of duty |
|
|
night duty |
|
|
off duty |
{'ɒf,du:tı}
- [A] görev dışında, izinli
|
|
officer on duty |
|
|
official duty |
|
|
|
|