İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
headed |
{'hedıd}
- [A] başlı, sorumlusu olan, başlıklı, antetli
|
|
headed |
1. {i.} {çoğ. heads} baş, kafa; kelle; reis, şef; baş yer, baş taraf, ön taraf; ekin başı, başak; madde, fıkra; kaynak, su başı, menba, pınar başı; zirve, şahika, doruk; akıl; manşet; konu; madeni paranın resimli yüzü {tura}; göbek; bira köpüğü; bir. 2. yönetilen/başlı,head git/başında ol/yönet. 3. basli. baslikli. antetli. |
|
headed |
başlı, sorumlusu olan, başlıklı, antetli |
s. |
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
addle-headed |
{'ædəl,hedıd}
- [A] şaşkın, sersem, beyinsiz
|
|
bald-headed |
{,bɔ:ld'hedıd}
|
|
go bald-headed into |
- [ID] balıklama dalmak, düşünmeden girişmek
|
|
bone-headed |
{'bəʋn,hedıd}
- [A] kalın kafalı, mankafa, dangalak
|
|
clear-headed |
{,klıər'hedıd}
- [A] zihni açık, aklı başında, sağlıklı düşünebilen
|
|
cool-headed |
{ku:l'hedıd}
- [A] soğukkanlı, serinkanlı
|
|
empty-headed |
{,emptı'hedıd}
- [A] boş kafalı, akılsız, kuş beyinli
|
|
fat-headed |
{'fæt,hedıd}
- [A] mankafa, aptal, kalın kafalı
|
|
gray-headed |
{'greı,hedıd}
|
|
gray-headed man |
|
|
grey-headed |
{greı'hedıd}
|
|
grey-headed man |
|
|
hard-headed |
{,hɑ:rd'hedıd}
- [A] dik başlı, inatçı, gerçekçi
|
|
-headed |
|
|
hot-headed |
{'hɒt,hedıd}
- [A] sinirli, asabi, hiddetli
|
|
level-headed |
{'levəl,hedıd}
- [A] sağduyulu, mantıklı, akılcı, aklı başında, dengeli
|
|
light-headed |
{,laıt'hedıd}
- [A] sayıklayan, sersemlemiş, sersem, aklı bir karış havada
|
|
puzzle-headed |
{,pʌzəl'hedıd}
- [A] kafası karışmış, şaşkın
|
|
red-headed |
{'red,hedıd}
|
|
shock-headed |
{,ʃɒk'hedıd}
- [A] saçları keçeleşmiş, taranmamış saçlı
|
|
|
|