İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
bone-headed |
{'bəʋn,hedıd}
- [A] kalın kafalı, mankafa, dangalak
|
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
addle-headed |
{'ædəl,hedıd}
- [A] şaşkın, sersem, beyinsiz
|
|
bald-headed |
{,bɔ:ld'hedıd}
|
|
go bald-headed into |
- [ID] balıklama dalmak, düşünmeden girişmek
|
|
bone |
{bəʋn}
- [A] kemik, kemikten yapılmış
- [N] kemik, kılçık, anlaşmazlık konusu, tartışma konusu
- [V] kemik: kemiklerini ayıklamak, kılçığını ayırmak
|
|
all skin and bone |
- [A] kemik: kemikleri sayılan
|
|
have a bone to pick with smb. |
- [ID] paylaşacak kozu olmak
|
|
to the bone |
- [A] ilik: iliklerine kadar
|
|
bone china |
|
|
bone-dry |
{,bəʋn'draı}
- [A] kupkuru, içkisiz, alkol karşıtı
|
|
bone glue |
|
|
bone meal |
{'bəʋn,mi:l}
|
|
bone up on |
- [ID] çok çalışmak, ineklemek
|
|
cannon-bone |
|
|
clear-headed |
{,klıər'hedıd}
- [A] zihni açık, aklı başında, sağlıklı düşünebilen
|
|
coffin bone |
{'kɔ:fın,bəʋn}
- [N] toynak içindeki ayak kemiği
|
|
cool-headed |
{ku:l'hedıd}
- [A] soğukkanlı, serinkanlı
|
|
empty-headed |
{,emptı'hedıd}
- [A] boş kafalı, akılsız, kuş beyinli
|
|
fat-headed |
{'fæt,hedıd}
- [A] mankafa, aptal, kalın kafalı
|
|
frontal bone |
|
|
funny bone |
{'fʌnıbəʋn}
- [N] dirsekte çarpınca karıncalanan yer
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
bone |
|
|
bone |
1. bonnet, lady´s hat. 2. bathing cap. |
|
bone |
* bonnet, lady's hat.
* bathing cap. |
|
bone |
bathing cap |
|
bone |
bonnet |
|
bone |
bonnet, coif, head covering, close-fitting hat |
n. |
bone |
bathing cap |
[tech.] |
|
|