check lock |
|
|
cold-hammer |
{kəʋld'hæmər}
- [V] soğuk dövmek, soğuk çekiçlemek
|
|
combination lock |
|
|
drop hammer |
{drɒp'hæmər}
|
|
hammer |
{'hæmər}
- [N] çekiç, tokmak, tüfek horozu
- [V] çekiçlemek, çekiçle vurmak, dövmek, çakmak, işlemek, ağır yenilgiye uğratmak, hızlı atmak
|
|
Can you lend me a hammer? |
- [PHR] çekiç: Çekiç ödünç verir misiniz?
|
|
hammer away |
- [V] durmadan çalışmak, çalışıp durmak, kafa yormak
|
|
hammer blow |
|
|
hammer drill |
|
|
hammer face |
|
|
hammer gun |
|
|
hammer throw |
|
|
hammer thrower |
|
|
jack-hammer |
{'dʒæk,hæmər}
- [N] delici çekiç, kaya delgisi
|
|
lock |
{lɒk}
- [N] kilit, boyunduruk, kanal havuzu, bukle, lüle, kıvırcık sakal
- [V] kilitlemek, birbirine geçirmek, durdurmak, bloke etmek, kanal havuzuna sokmak, bağlamak {para}, birbirine geçmek, takılmak
|
|
The lock is broken. |
- [PHR] kilit: Kilit kırılmış.
|
|
under lock and key |
- [A] kilit altında, güvenli bir yerde, hapiste
|
|
lock away |
|
|
lock gate |
{'lɒkgeıt}
|
|
lock in |
- [V] üzerine kapıyı kilitlemek, içeri kilitlemek
|
|
|