Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
go-slow Dinle! {,gəʋ'sləʋ, 'gəʋsləʋ}
  • [N] iş yavaşlatma eylemi, işi ağırdan alma
go-slow i. İng. işi yavaşlatma grevi, işi yavaşlatma.
go-slow go-slow go'slo' İsim, British * işi yavaşlatma grevi, işi yavaşlatma.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
slow of comprehension
  • [A] anlayışı kıt
by slow degrees
  • [ADV] yavaş yavaş, azar azar
slow Dinle! {sləʋ}
  • [A] yavaş, ağır, eli ağır, geri, geri kalmış, geç, geç olan, geç anlayan, uzun süren, kesat, sıkıcı, hız: hızı azaltan
  • [V] yavaşlamak, yavaşlatmak
be slow in learning
  • [V] geç öğrenmek, öğrenmekte zorlanmak
be slow of speech
  • [V] yavaş konuşmak
be slow to
  • [V] geç davranmak, yavaş davranmak, hemen yapmamak
be slow to take offense
  • [V] alıngan olmamak, alınmamak
be unable to slow down
  • [V] hız: hızını alamamak
go slow
  • [V] ağırdan almak, yavaşlatmak, yavaş gitmek, idareli kullanmak
Slow down.
  • [PHR] yavaşlamak: Yavaşlayın.
slow and sure
  • [A] ağır ve emin, temkinli
slow down {'sləʋ,daʋn}
  • [V] yavaşlamak, hız kesmek, yavaşlatmak, ağırdan almak, hız: hızı kesilmek, hafiflemek
slow match {,sləʋ'mætʃ}
  • [N] barutlu fitil, funya
slow motion {,sləʋ'məʋʃən}
  • [N] ağır çekim, ağır çekimli film
slow-motion Dinle! {,sləʋ'məʋʃən}
  • [A] ağır çekimli
slow motion picture
  • [N] ağır çekimli film
slow moving {'sləʋ,mu:vıŋ}
  • [A] ağır
slow-witted Dinle! {sləʋ'wıtıd}
  • [A] kalın kafalı, geç anlayan, mankafa
slow train
  • [N] katar: dilenci katarı, tren: posta treni
be slow on the uptake
  • [V] geç anlamak, zor kavramak

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
slow slow fox-trot, slow dance.

slow yapmak to do a slow fox-trot, do a slow dance.
slow * slow fox-trot, slow dance.
slow yapmak * to do a slow fox-trot, do a slow dance.