İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
bound |
{baʋnd}
- [A] bağlı, mecbur, zorunlu, engellenen, nedeniyle, gitmek üzere, yola çıkmış
- [N] sıçrama, fırlama, zıplama, sekme, sınır, avut, yasak bölge
- [V] zıplamak, sıçramak, zıplaya zıplaya gitmek, sekip geri gelmek, sınırlarını çizmek, sınırlamak, kısıtlamak
|
|
bound |
f. bak. bind. |
|
bound |
f. 1. sınırlamak. 2. kuşatmak. |
|
bound |
s. 1. bağlı, kayıtlı. 2. ciltli, ciltlenmiş. 3. for -e giden. |
|
bound |
i. sıçrayış, zıplama; geri tepme.
f. sekmek, sıçramak, zıplamak, fırlamak. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|