Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
sharp Dinle! {ʃɑ:rp}
  • [A] keskin, açıkgöz, kesici, sivri, göze çarpan, bariz, sek, ekşi, sert, şiddetli, seri, çabuk, net, eli çabuk, tez canlı, coşkun, zeki, uyanık, kurnaz, dolandırıcı, hileli, ince, tiz, diyez, zarif, kibar, şık
  • [ADV] tam, dakika: dakikası dakikasına, sertçe, şiddetle, aniden, birden
sharp {f.}, {müz.} notayı tizleştirmek, tiz sesle söylemek.
sharp {s.}, {i.}, {z.} keskin, sivri; zeki, açıkgöz; istekli; çok dikkatli; pürüzsüz, temiz; acı; ekşi; sert, haşin, hiddetli, şiddetli; {müz.} diyez, çok tiz {ses}; cimri, hesabi; dokunaklı, etkili, tesirli; ABD, argo kıyak, mükemmel; {i.} diyez nota, diyez işareti; uzun dikiş iğnesi; {k.dili} dolandırıcı; {z.} şiddetle, keskin olarak; dakik olarak, zamanında. sharp practice dalavereli iş. at four oclock sharp saat tam dörtte. Iook shurp dikkat etmek, gözünü dört açmak. sharply {z.} şiddetle, sertçe; keskince. sharp ness {i.} keskinlik; sertlik; zeki oluş.
sharp s.
1. keskin.
2. sivri uçlu.
3. keskin {gözler, görme duyusu}.
4. zehir gibi, çok üstün {zekâ}; zekâsı zehir gibi.
5. keskin, sert, acı.
6. ani {yükseliş/düşüş/dönüş}.
7. çok net.
8. şiddetli {sancı}.
9. sert {vuruş/itiş}.
10. sert, ters {sözler/söz}.
11. kurnaz; kurt.
12. şık, zarif, güzel.
13. tiz {ses}.
14. müz. diyez: F sharp Fa diyez.

i. müz. diyez: Pay attention to the sharps! Diyezlere dikkat et!
sharp seçik {görüntü}

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
with a sharp blow
  • [ADV] küt diye
B sharp
  • [N] si diyez
It's a sharp pain.
  • [PHR] sancı: Keskin bir sancı.
give a sharp reply
  • [V] cevabı yapıştırmak
look sharp
  • [V] dikkat etmek, gözünü dört açmak
look sharp!
  • [INTRJ] çabuk ol!, acele et!
not sharp
  • [A] kör
sharp answer
  • [N] sert cevap
sharp bend
  • [N] keskin viraj
sharp-cut {,ʃɑ:rp'kʌt}
  • [A] keskin, keskin kesilmiş, belirgin
sharp-edged {'ʃɑ:rp,edʒd}
  • [A] keskin, keskin kenarlı
sharp-eyed Dinle! {,ʃɑ:rp'aıd}
  • [A] keskin bakışlı, keskin gözlü
sharp pointed {'ʃɑ:rp,pɔıntıd}
  • [A] sivri
sharp-set Dinle! {,ʃɑ:rp'set}
  • [A] keskin, çok aç, düşkün, sert
be sharp-set
  • [A] karnı zil çalmak, çok aç olmak
sharp-shooter {'ʃɑ:rp,ʃu:tər}
  • [N] keskin nişancı
sharp-sighted Dinle! {'ʃɑ:rp,saıtıd}
  • [A] keskin bakışlı, keskin gözlü
sharp turn
  • [N] keskin viraj
sharp-witted Dinle! {'ʃɑ:rp,wıtıd}
  • [A] keskin zekâlı, zeki, cin gibi
sharp (words) {ʃɑ:rp}
  • [A] ağır

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
Sharp AV Aygıtı Sharp AV Device
Sharp DV Aygıtı Sharp DV Device