Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
quick-freeze Dinle! {'kwık,fri:z}
  • [V] şoklamak, hızlı dondurmak

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
quick-motion camera
  • [N] kamera: hızlı çekim kamerası
quick of comprehension
  • [A] anlayışı kuvvetli, zeki
deep freeze {,di:p'fri:z}
  • [N] derin dondurucu
deep-freeze Dinle! {,di:p'fri:z}
  • [A] derin dondurucu, derin donduruculu
  • [V] şoklamak, dondurmak, dondurup saklamak
double-quick Dinle! {,dʌbəl'kwık}
  • [ADV] hemencecik, çabucak, hızla
  • [N] koşar adım
quick on the draw
  • [A] hızlı silah çeken, çabuk kavrayan, leb demeden leblebiyi anlayan
quick of eye
  • [A] cingöz, açıkgöz, her şeyi gören
freeze Dinle! {fri:z}
  • [N] donma, don, dondurulma
  • [V] donmak, buzlanmak, dondurucu olmak, buz tutmak, donakalmak, dondurmak, kırmak {cesaret}
freeze-dry Dinle!
  • [V] dondurarak kurutmak {meyve vb.}
freeze-up {'fri:zʌp}
  • [N] dondurucu soğuk, şiddetli soğuk
pay freeze
  • [N] maaşların dondurulması, ücretlerin dondurulması
price freeze
  • [N] fiyatların dondurulması
quick Dinle! {kwık}
  • [A] çabuk, hızla, hızlı, şipşak, seri, tez, atik, hazır, kıvrak, keskin, süratli, hassas, canlı, yaşayan, hayat dolu, alevli {ateş}, sıcak {ocak}, madenli
  • [ADV] çabucak, hızla
  • [N] canlı, tırnak altındaki hassas et, can alıcı nokta, can evi, öz, civa (Amer.)
be quick
  • [V] çabuk olmak
be quick!
  • [INTRJ] çabuk ol!, çabuk!
cut smb. to the quick
  • [ID] can evinden vurmak, en hassas noktadan vurmak
the quick
  • [N] canlı: canlılar
to the quick
  • [ADV] en hassas noktaya, can alıcı noktadan, can evinden, en ince ayrıntısına kadar, sapına kadar
quick-action
  • [A] çabuk, hızlı
quick-change {'kwık,tʃeındʒ}
  • [A] çabuk değişen, hızlı kıyafet değiştiren