bell push |
{'belpʋʃ}
|
|
push button |
{'pʋʃ,bʌtən}
- [N] düğme: elektrik düğmesi, tuş, düğme
|
|
push-to-talk button |
- [N] düğme: konuşma düğmesi
|
|
push |
{pʋʃ}
- [N] itme, itiş, zorlama, sıkıştırma, çaba, gayret, atak, hamle, sıkışık durum, zor durum, torpil, arka çıkan kimse, kitle, topluluk, grup, çete
- [V] itmek, itelemek, kakmak, sıkıştırmak, zorlamak, baskı yapmak, devam etmek, yürütmek, çaba harcamak, uğraşmak, zorla kabul ettirmek, reklâmla satmak, uyuşturucu satmak, merdiven dayamak, yaklaşmak {yaş}
|
|
at a push |
- [ADV] gerekirse, ihtiyaç halinde, zor durumda
|
|
get a job by push |
- [V] torpille işe girmek, araya adam koyup işe girmek
|
|
get the push |
- [ID] işten atılmak, kovulmak
|
|
give smb. the push |
|
|
Push |
|
|
push around |
|
|
push-bicycle |
{'pʋʃ,baısıkəl}
|
|
push-bike |
{'pʋʃ,baık}
|
|
|