Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
punch-up Dinle! {'pʌntʃ,ʌp}
  • [N] kavga, dövüş, yumruklaşma

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
punch in one's card
  • [V] kartını basmak
punch in the card
  • [V] kart basmak
center punch
  • [N] punta zımbası
Punch Dinle! {pʌntʃ}
  • [NPR] kukla: şişman ve hantal bir kukla (tiy.)
punch Dinle! {pʌntʃ}
  • [N] kart basma makinesi, tıknaz tip, biz, delgeç, delgi, zımba, kuvvet, meyveli kokteyl {kâsede hazırlanır}, muşta, punch, yumruk, güç, baskı kalıbı, kısa bacaklı yük beygiri, bodur
  • [V] yumruk atmak, yumruklamak, muşta ile vurmak, vurmak, sertçe basmak, zımbalamak, zımba ile delmek, delgeç ile delmek, biz ile delmek
punch-bowl {'pʌntʃbəʋl}
  • [N] punch kâsesi, meyveli kokteyl kâsesi
punch card
  • [N] delikli kart
punch-drunk {'pʌntʃ,drʌŋk}
  • [A] yumruklarla sersemlemiş, sersemlemiş, şaşırmış
punch line
  • [N] fıkranın esprili son cümlesi
punch press
  • [N] zımba presi, delgi presi
rabbit punch
  • [N] enseye yumruk, enseye sert vuruş
ticket punch
  • [N] bilet zımbası
punch i. zımba, delgi, matkap.

f. zımbalamak; zımba ile {delik} açmak.
punch f. yumruklamak, yumruk atmak.

i.
1. yumruk, yumruklama.
2. kuvvet, etki.
punch i. punç.
punch i. punç, meşrubat. punch bowl içinde punç yapılan büyük kap. punch glass punç kadehi.
punch i. İngiliz kukla oyununda karısı ile daima kavga eden Karagöze benzer bodur ve kambur adam. Punch and Judy show İngilterede bir nevi kukla oyunu. pleased as Punch çok memnun.
punch f.

i. yumruklamak, muşta ile vurmak;

i. yumruk, muşta; {argo} kuvvet, enerji. punching bag boksörlerin antrenman yapması için şişirilmiş torba. punch line bir hikâyenin son ve en mühim cümlesi.
punch i.

f. zımba, delgi, matkap, ıstampa;

f. zımbalamak, ıstampa ile basmak; biz ile delmek. center punch delik açılacak yerleri işaret eden zımba.
punch delgi

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
punch
  • [N] punch
punch kâsesi
  • [N] punch-bowl
punch biyopsi punch biopsy
punch kâsesi punch bowl n.
punch biyopsi punch biopsy [med.]