Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
pocket-sized Dinle! {'pɒkıt,saızd}
  • [A] cep tipi, küçük boy

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
air pocket {eər'pɒkıt}
  • [N] hava boşluğu
pocket book {'pɒkıt,bʋk}
  • [N] defter: cep defteri, kitap: cep kitabı, cüzdan, çanta: el çantası (Amer.)
I would like to buy a pocket dictionary.
  • [PHR] sözlük: Cep sözlüğü satın almak istiyorum.
hip pocket {,hıp'pɒkıt}
  • [N] kıç cebi, arka cep
jumbo-sized
  • [A] kocaman
life-sized Dinle! {'laıfsaızd}
  • [A] doğal boyutlarında
middle-sized {'mıdəl,saızd}
  • [A] orta boylu
out-of-pocket Dinle! {,aʋtəv'pɒkıt}
  • [A] cepten, cepten çıkan, nakit ödenen, peşin harcanan
out-of-pocket expenses
  • [N] nakit harcamalar, cepten çıkmış masraflar
pint-sized Dinle! {'paınt,saızd}
  • [A] ufak tefek, ufaklık, bacaksız
pocket Dinle! {'pɒkıt}
  • [A] cep, minyatür
  • [N] cep, torba, kese, hava boşluğu, oyuk, kovuk, maddi olanak
  • [V] cebe indirmek, cebe koymak, cebe atmak, iç etmek, üstüne yatmak, gizlemek, bastırmak, belli etmemek, deliğe sokmak {bilardo}, veto etmek, çembere almak {savaş}, sineye çekmek, hazmetmek {hakaret}
be in pocket
  • [ID] kâr etmek, kazanmak
be out of pocket
  • [ID] zarar etmek
line one's pocket
  • [ID] kesesini doldurmak, cebini doldurmak
put one's hand in one's pocket
  • [ID] elini cebine atmak, para harcamak
put smb. in one's pocket
  • [ID] parmağında oynatmak, avucuna almak, üzerinde çok etkili olmak
pocket edition
  • [N] cep baskısı, küçük kitap
pocket lamp
  • [N] fener: cep feneri
pocket money {'pɒkıt,mʌnı}
  • [N] cep harçlığı, harçlık
pocket-size Dinle! {'pɒkıtsaız}
  • [A] cep tipi, küçük boy