B flat |
- [N] si bemol (müz.), tahtakurusu
|
|
big game hunting |
|
|
hunting cat |
|
|
flat |
{flæt}
- [A] düz, yassı, yatay, kesin, kati, gazı kaçmış, tatsız, havası inmiş, patlak, durgun, tekdüze, kesat, hareketsiz, sabit, boğuk, kısık, bemol, boş, boşalmış {aku, pil vb.}
- [ADV] düz olarak, yatay biçimde, tam olarak, bütünüyle, kesin olarak, açık olarak, faizsiz, asıl notadan aşağı olarak
|
|
be flat |
|
|
fall flat |
- [V] başarısız olmak, ilgi görmemek
|
|
in nothing flat |
|
|
flat broke |
{'flætbrəʋk}
- [A] meteliksiz, beş parasız
|
|
flat feet |
|
|
flat-footed |
{'flæt,fʋtıd}
- [A] düztaban, sabit, değişmez, sağlam, kararlı, azimli, beceriksiz (Brit.), hoyrat (Brit.)
|
|
be flat-footed |
|
|
go flat-hunting |
|
|
flat out |
{,flæt'aʋt}
- [ADV] büyük hızla, gayretle, yorgun olarak, bitap durumda
|
|
flat refusal |
- [N] kesin olarak reddetme
|
|
flat tire |
|
|
fox-hunting |
{'fɒks,hʌntıŋ}
|
|
go flat out |
- [V] alabildiğine koşmak (col.)
|
|
the happy hunting grounds |
- [N] cennet, cennet: kızılderili cenneti
|
|
house-hunting |
{'haʋs,hʌntıŋ}
|
|
hunting |
{'hʌntıŋ}
- [A] av, avcı
- [N] avlanma, avcılık, takip, arama
|
|
|