Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
flat-footed Dinle! {'flæt,fʋtıd}
  • [A] düztaban, sabit, değişmez, sağlam, kararlı, azimli, beceriksiz (Brit.), hoyrat (Brit.)
flat-footed s. düztaban.
flat-footed flat-foot.ed Sıfat * düztaban.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
B flat
  • [N] si bemol (müz.), tahtakurusu
club-footed {,klʌb'fʋtıd}
  • [A] yumru ayaklı
flat Dinle! {flæt}
  • [A] düz, yassı, yatay, kesin, kati, gazı kaçmış, tatsız, havası inmiş, patlak, durgun, tekdüze, kesat, hareketsiz, sabit, boğuk, kısık, bemol, boş, boşalmış {aku, pil vb.}
  • [ADV] düz olarak, yatay biçimde, tam olarak, bütünüyle, kesin olarak, açık olarak, faizsiz, asıl notadan aşağı olarak
be flat
  • [V] düz olmak
fall flat
  • [V] başarısız olmak, ilgi görmemek
in nothing flat
  • [A] şimşek gibi
flat broke {'flætbrəʋk}
  • [A] meteliksiz, beş parasız
flat feet
  • [N] düztaban
be flat-footed
  • [V] düztaban olmak
flat-hunting
  • [N] ev arama
go flat-hunting
  • [N] ev aramak
flat out {,flæt'aʋt}
  • [ADV] büyük hızla, gayretle, yorgun olarak, bitap durumda
flat refusal
  • [N] kesin olarak reddetme
flat tire
  • [N] patlak teker
-footed
  • [SUFF] ayaklı
footed Dinle! {'fʋtıd}
  • [A] ayaklı
go flat out
  • [V] alabildiğine koşmak (col.)
light-footed Dinle! {,laıt'fʋtıd}
  • [A] hızlı, ayağı çabuk, ayağına çabuk, çabuk, çevik
nimble footed
  • [A] ayağına çabuk
as flat as a pancake
  • [A] yamyassı