| deaf |
{def}
- [A] sağır, ağır işiten, duyarsız, kulak asmayan, dik başlı
|
|
| the deaf |
|
|
| deaf-aid |
{'defeıd}
- [N] işitme cihazı, kulaklık
|
|
| deaf-and-dumb language |
- [A] sağır ve dilsizlere özgü dil
|
|
| deaf as a doorpost |
|
|
| deaf as a post |
|
|
| deaf-mute |
{'defmju:t}
- [A] sağır-dilsiz
- [N] sağır ve dilsiz kimse
|
|
| as deaf as a doorpost |
- [ID] tamamen sağır, sağır
|
|
| dumb |
{dʌm}
- [A] dilsiz, sessiz, aptal
|
|
| dumb-bell |
{'dʌmbəl}
- [N] halter, gülle, ahmak, aptal
|
|
| dumb show |
|
|
| dumb-waiter |
{dʌm'weıtər}
- [N] servis masası, servis asansörü, servis arabası
|
|
| as deaf as a post |
|
|
| stone-deaf |
{,stəʋn'def}
- [A] küp gibi sağır, duvar gibi sağır, tamamen sağır
|
|
| struck dumb |
|
|
| dumb things |
|
|
| tone deaf |
{,təʋn'def}
|
|
| word-deaf |
- [A] duyduğu halde algılamayan
|
|
| be stone deaf |
k. dili tamamen sağır olmak, duvar gibi olmak. |
|
| deaf |
{s{. sağır; kulak asmayan. deaf-and -dumb alphabet sağır ve dilsizlere mahsus işaret alfabesi. deaf-mute
i. sağır ve dilsiz kimse. turn a deaf ear to dinlememek, kulak asmamak, aldırmamak. |
|