Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
cutting-edge
1. in accord with the most fashionable ideas or style; "wears only the latest style"; "the last thing in swimwear"; "knows the newest dances"; "cutting-edge technology"; "a with-it boutique".

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
cutting Dinle! {'kʌtıŋ}
  • [A] keskin, acı, kesici, sert, dondurucu, iğneleyici, içine işleyen, içe işleyen, kırıcı
  • [N] kesme, doğrama, yol, çentik, kertik, kıymık, yonga, yol açma, hafriyat, kupür, kurgu hazırlığı, kesim, aşı dalı, çelik
before cutting
  • [A] kesmeden
without cutting
  • [A] kesmeden
cutting die
  • [N] keser zımba, kalıp: kesme kalıbı
cutting down
  • [N] kesip devirme
cutting edge
  • [N] ağız, keskin kenar, bıçak ağzı
cutting nippers
  • [N] kerpeten, keski
cutting words
  • [N] iğneleyici söz, iğneli söz
edge Dinle! {edʒ}
  • [N] keskin kenar, ağız, kıyı, keskinlik, şiddet, kenar, kesit, üstünlük
  • [V] keskinleştirmek, kenar yapmak, yavaş yavaş ilerletmek, yan yan gitmek, sokulmak
have the edge on smb.
  • [ID] üstün olmak
have the edge over smb.
  • [ID] üstün olmak
on edge
  • [A] gergin, sabırsız, endişeli, aşırı hassas, sinirli
play with edge tools
  • [ID] ateşle oynamak
edge away
  • [V] yavaş yavaş uzaklaşmak, yan yan gitmek
edge in
  • [V] içine sokmak, sokulmak
edge off
  • [V] yavaş yavaş uzaklaşmak, yan yan gitmek
edge on
  • [V] hareket: harekete geçirmek, dürtmek, zorlamak
edge out
  • [V] kıl payı yenmek, kenara itmek, çekilmek, bırakmak
edge tool {'edʒ,tu:l}
  • [N] keskin alet
keen edge
  • [N] keskin yüz, ağız