wash-hand basin |
|
|
car wash |
{'kɑ:rwɒʃ}
- [N] oto yıkama, araba yıkama yeri
|
|
wash the clothes |
- [V] çamaşır yıkamak, çamaşırları yıkamak
|
|
color-wash |
{'kʌlərwɒʃ}
- [N] renkli badana, boyama {ev}
- [V] renkli badana yapmak, boyamak {ev}
|
|
colour |
{'kʌlər}
- [N] renk, ten rengi, yüz rengi, bet beniz, boya, dış görünüş, canlılık, coşkunluk, ton, içyüzü, gerçek yüz, maske, nüans, forma
- [V] renk vermek, boyamak, renk katmak, kızarmak, saptırmak, renklendirmek, abartmak, çarpıtmak
|
Brit. |
colour-blind |
{'kʌlər,blaınd}
|
Brit. |
colour-blindness |
{'kʌlər,blaındnıs}
|
Brit. |
colour-code |
|
Brit. |
wash dishes |
|
|
flesh-colour |
{fleʃ'kʌlər}
|
Brit. |
ground-colour |
|
Brit. |
hog-wash |
{'hɒg,wɒʃ}
- [N] hayvanlara verilen yemek artığı, artık, saçmalık, saçma
|
|
jet wash |
- [N] tepkili motorun püskürttüğü hava
|
|
off-colour |
{ɒf'kʌlər}
- [A] solmuş, doğal renkle olmayan, belirsiz, kalitesi şüpheli, keyifsiz, açık saçık, müstehcen
|
Brit. |
The stain didn't wash out. |
- [PHR] leke: Leke çıkmamış.
|
|
wash |
{wɒʃ}
- [A] yıkanabilir
- [N] yıkama, yıkanma, losyon, bulaşık suyu, sulu yemek {kötü}, mutfak artığı, antiseptik sıvı, çalkantı sesi, dalga sesi, dümen suyu, erezyon, uçak izi, kıyıya vuran süprüntü, ince boya tabakası
- [V] erezyona uğratmak, yıkamak, yıkayıp temizlemek, aşındırmak, suyla temizlemek, taşımak {sular}, badanalamak, boyamak, yıkanmak, elini yüzünü yıkamak, inandırmak, yıkanır olmak
|
|
It will not wash. |
- [PHR] yutmak: Bunu kimse yutmaz.
|
|
Wash inside out. |
- [PHR] yıkamak: Ters yüz ederek yıkayın.
|
|
Wash separately. |
- [PHR] yıkamak: Ayrı yıkayın.
|
|
Wash with like colors. |
- [PHR] yıkamak: Renklilerle birlikte yıkayın.
|
|
|