İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
cast |
{kæst}
- [N] atma, fırlatma, voli, zarda gelen sayı, olta iğnesi, zoka, alçı (tıp.), boşaltım {hayvanlarda}, döküm, dökümcülük, kalıp, biçim, yöntem, rol alanlar, oyuncular, az bir miktar, nüans, rol dağıtımı, ton, çarpıklık, eğrilik, çeşit, tip, cins
- [V] atmak, fırlatmak, dökmek {deri, tırnak, kabuk, tüy}, erken doğum yapmak, kehanette bulunmak, rol dağıtımı yapmak, rol vermek, kalıba dökmek
|
|
cast |
f. {cast} atmak, fırlatmak, savurmak; cevirmek, atfetmek {bakış vb}; olta atmak, ağ sermek; yere yıkmak {güreşte}; ayrılmak, kaybetmek; dökmek {meyva, saç, kıl}; erken yavrulamak; bir kenara atmak; küreklemek; {oy} vermek; rol taksimi yapmak; döküm dökmek; toplamak; hesap yapmak; tasarlamak; göz onüne almak; bükmek, kıvırmak; çarpıtmak; döküm kalıbı içinde şekil almak; kehanette bulunmak; kokuyu aramak {köpek}; {den}. gemiyi rüzgarı arkasına alacak şekilde çevirmek. cast a horoscope yıldız falına bakmak. cast a shadow gölge yapmak. cast a spell upon büyü yapmak. cast a vote rey vermek. cast about düşünmek, tasarlamak. cast anchor demir atmak. cast away çöpe atmak; ıssız adada bırakmak. cast down devirmek; canını sıkmak. cast off reddetmek;{den} alarga etmek. cast up kusmak; sayıları toplamak; karaya vurmak. cast iron dökme demir, pik, font. cast-iron
s. pikten yapılmış; çok sert, mukavim, dayanıklı. |
|
cast |
i. atma, fırlatma; atılan şey; {kırık kemiğe} alçı; zar atma; zarda gelen sayı; artık sey; mesafe; balık ağı atma; {bir tiyatro oyunu veya filimde} rol alan kimseler, oynayanlar, oyuncular, eşhas; avcılıkta köpeklerin koku peşinden etrafa dağılmaları; şans, talih; tertip; dökmecilik, dökümcülük; döküm; kalıp, maket; dış görünüş; çeşit, tip, cins; temayül, eğilim; şaşılık; eğrilik, çarpıklık; açık renk, renk tonu; az bir miktar. cast of mind düşunüş şekli. |
|
cast |
f. {cast} 1. atmak, fırlatmak, savurmak. 2. {bakış v.b.´ni} çevirmek, yöneltmek, atfetmek. 3. {oy} vermek. 4. rol taksimi yapmak. |
|
cast |
i. 1. atma. 2. {kırık kemiğe} alçı. 3. {bir tiyatro oyununda/filmde} rol alan kimseler, oynayanlar. 4. kalıp, maket. 5. dış görünüş. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
cast off the old Adam |
- [ID] günah işleme eğilimini üzerinden atmak
|
|
cast anchor |
|
|
cast aspersions upon smb. |
- [ID] iftira atmak, çamur atmak
|
|
cast the blame |
- [V] suçu yüklemek, iftira etmek
|
|
be cast in costs |
- [V] masrafları ödemeye mahkum olmak
|
|
cast about |
- [V] araştırmak, arayıp sormak, tasarlamak, volta vurmak
|
|
cast around |
- [V] araştırmak, arayıp sormak, tasarlamak, volta vurmak
|
|
cast a slur |
- [ID] onuruna leke sürmek, adını çıkarmak
|
|
cast away |
- [V] atmak, fırlatmak, çarçur etmek, boşa harcamak, ıssız adada bırakmak, deniz kazası geçirmek
|
|
cast back one's mind |
|
|
cast down |
- [V] aşağı atmak, indirmek, canını sıkmak, üzmek
|
|
cast in |
|
|
cast in the eye |
|
|
cast-iron |
{,kæst'aıərn}
- [A] pikten yapılmış, sert, dayanıklı, şiddetli, sağlam
|
|
cast lots |
|
|
cast off |
- [V] çıkarıp atmak, reddetmek, atmak, avara etmek, üzerinden etmek, tahmin etmek {yazının uzunluğunu}
|
|
cast-off |
{'kæstɒf}
- [A] bir kenara atılmış
- [N] kullanılmayıp atılan şey, yazının baskı büyüklüğü hesabı
|
|
cast of features |
|
|
cast of mind |
|
|
cast on |
- [V] iplik: ipliğe ilmik atmak
|
|
|
|