İngilizce » Türkçe   | 
				Yukarı   | 
			 
			
				
							
								| cast-iron | 
								{,kæst'aıərn}
 - [A] pikten yapılmış, sert, dayanıklı, şiddetli, sağlam
 
  | 
								 | 
							 
							
								| cast-iron | 
								s.  1. pikten yapılmış.  2. çok sağlam, çok dayanıklı. | 
								 | 
							 
							
								| cast-iron | 
								cast-iron
Sıfat
   * pikten yapılmış.
   * çok sağlam, çok dayanıklı. | 
								 | 
							 
				  | 
			 
 
 
	
				
					  İngilizce » Türkçe   İlişkili Sonuçlar | 
					Yukarı   | 
				 
				
					
									
									| cast off the old Adam | 
									- [ID] günah işleme eğilimini üzerinden atmak
 
  | 
									 | 
								 
								
									| cast anchor | 
									 | 
									 | 
								 
								
									| cast aspersions upon smb. | 
									- [ID] iftira atmak, çamur atmak
 
  | 
									 | 
								 
								
									| cast the blame | 
									- [V] suçu yüklemek, iftira etmek
 
  | 
									 | 
								 
								
									| box-iron | 
									 | 
									 | 
								 
								
									| branding iron | 
									 | 
									 | 
								 
								
									| cast | 
									  {kæst}
 - [N] atma, fırlatma, voli, zarda gelen sayı, olta iğnesi, zoka, alçı (tıp.), boşaltım {hayvanlarda}, döküm, dökümcülük, kalıp, biçim, yöntem, rol alanlar, oyuncular, az bir miktar, nüans, rol dağıtımı, ton, çarpıklık, eğrilik, çeşit, tip, cins
 - [V] atmak, fırlatmak, dökmek {deri, tırnak, kabuk, tüy}, erken doğum yapmak, kehanette bulunmak, rol dağıtımı yapmak, rol vermek, kalıba dökmek
 
  | 
									 | 
								 
								
									| be cast in costs | 
									- [V] masrafları ödemeye mahkum olmak
 
  | 
									 | 
								 
								
									| cast about | 
									- [V] araştırmak, arayıp sormak, tasarlamak, volta vurmak
 
  | 
									 | 
								 
								
									| cast around | 
									- [V] araştırmak, arayıp sormak, tasarlamak, volta vurmak
 
  | 
									 | 
								 
								
									| cast a slur | 
									- [ID] onuruna leke sürmek, adını çıkarmak
 
  | 
									 | 
								 
								
									   |    |